Anlayacağın, doğaçlama yapmaya mahkumuz. Bir senaryosu, hazırlandığı bir rolü ve ne yapacağını fısıldayan bir suflörü olmadan sahneye çıkarılmış tiyatro oyuncuları gibiyiz. Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermek zorundayız.
Sayfa 513Kitabı okudu
Dünya bir tiyatro sahnesi ve bizde onun oyuncuları...
. . Tüm dünya bir sahnedir ve başka dünya yoktur. Her daim sadece rolümüzü oynarız. . .
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Değerli dostlarım, rahat, güler yüzlü olun; Gözlerinizden okunmasın kurduklarınız. Tiyatro oyuncuları gibi Roma’mızın Sürçmeden, renk vermeden oynayalım rolümüzü.
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Tüm felsefe tarihi boyunca filozoflar insanın ya da insan doğasının ne olduğu sorusunu yanıtlamaya çalıştı. Oysa Sartre'a göre insan böyle dönüp dayanak yapacağı kalıcı bir 'doğa'ya sahip değildir. Dolayısıyla çok genel bir şekilde hayatın anlamını sormak da anlamsızdır. Anlayacağın, doğaçlama yapmaya mahkûmuz. Bir senaryosu, hazırlandığı bir rolü ve ne yapacağını fısıldayan bir suflörü olmadan sahneye çıkarılmış tiyatro oyuncuları gibiyiz. Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermek zorundayız."
"Bir senaryosu, hazırlandığı bir rolü ve ne yapacağını fısıldayan bir suflörü olmadan sahneye çıkarılmış tiyatro oyuncuları gibiyiz. Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermek zorundayız."
İnsan doğası, hayatın anlamı meslesi
Bir senaryosu, hazırlandığı bir rolü ve ne yapacağını fısıldayan bir suflörü olmadan sahneye çıkarılmış tiyatro oyuncuları gibiyiz. Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermek zorundayız.
Sayfa 513Kitabı okudu
Reklam
Bu evden kopuyorum galiba. Bir sigara yakıp yatağıma uzanıyorum, karşımda kitaplık, bir yığın kitap. Çoğu tiyat­ro. Tiyatro beni çekiyor, buna engel olamıyorum. Okula git­miyorum. Grup Oyuncuları'nda profesyonel olmuş durum­ dayım, Karaca Tıyatro'da Gogol'ün "Müfettiş" ini oynuyo­ruz. Başlayalı bir hafta oldu. Bunu ne annem, ne kardeşle­rim biliyor. Bir gün duyacaklar elbet. Duyarlarsa duysunlar. Babam duyunca çok fena olacak.
Sayfa 339Kitabı okudu
Kaderimiz kendi elimizde.
Sartre'a gö­re insan böyle dönüp dayanak yapacağı kalıcı bir 'doğa'ya sahip değildir. Dolayısıyla çok genel bir şekilde hayatın anlamını sormak da anlamsızdır. Anlayacağın, doğaçlama yapmaya mahkumuz. Bir senaryosu, hazırlandığı bir rolü ve ne yapacağını fısıldayan bir suf­lörü olmadan sahneye çıkarılmış tiyatro oyuncuları gibiyiz. Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermek zorundayız.
Sayfa 513 - PdfKitabı okudu
Onların artık kaba saba yumrukları, sarhoş yüzleri ve askeri kaptanları gibi kaba saba davranışları yoktur, aksine soylu ve yüzüklü elleri, pervasız alınlarının üzerinde pudralanmış perukları vardır. Monokl kullanmasını, dansçılar gibi fır fır dönmesini bilirler, tiyatro oyuncuları gibi mükemmel vurgulu ve melodik konuşabilirler, en usta filozoflar gibi derin düşüncelere dalabilirler.
Sayfa 38 - İş Bankası Modern Klasikler DizisiKitabı okudu
“Tüm felsefe tarihi boyunca filozoflar insanın ya da insan doğasının ne olduğu sorusunu yanıtlamaya çalıştı. Oysa Sartre’a göre insan böyle dönüp dayanak yapacağı kalıcı bir ‘doğa’ya sahip değildir. Dolayısıyla çok genel bir şekilde hayatın anlamını sormak da anlamsızdır. Anlayacağın, doğaçlama yapmaya mahkûmuz. Bir senaryosu, hazırlandığı bir rolü ve ne yapacağını fısıldayan bir suflörü olmadan sahneye çıkarılmış tiyatro oyuncuları gibiyiz. Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermek zorundayız.”
Sayfa 513Kitabı okudu
Reklam
Dolayısıyla çok genel bir şekilde hayatın anlamını sormak da anlamsızdır. Anlayacağın, doğaçlama yapmaya mahkumuz. Bir senaryosu, hazırlandığı bir rolü ve ne yapacağını fısıldayan bir suflörü olmadan sahneye çıkarılmış tiyatro oyuncuları gibiyiz . Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermek zorundayız.
Bir senaryosu, hazırlandığı bir rolü ve ne yapacağını fısıldayan bir suflörü olmadan sahneye çıkarılmış tiyatro oyuncuları gibiyiz. Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermeliyiz.
Tiyatronun dinsel, tutucu çevrelerden gelecek böyle bir tepkiye karşı bir dayanağı daha vardı: Padişah. Nitekim Şark gazetesinin tiyatrosunun "şer'an caiz" olmadığı görüşüne karşı, Feryat gazetesi "eğer böyle olsaydı Padişah hiç Avrupa'dan en usta oyuncuları sarayına getirir, hiç tiyatroların açılmasına izin verir, oyunculara armağanlar dağıtır, kendi sarayına tiyatro yaptırır mıydı? Hiç Padişah-Halife günahı bilmez mi, Şeyhülislâm Efendi Padişahı uyarmaz mı, fetva vermez miydi?" diyerek karşı çıkar. Gerçekten Padişah'ın tiyatroyu desteklemesinin ve tiyatronun her şeyden önce ahlâka hizmet ettiğinin belirtilmesinin tiyatronun yaşamasında ve gelişmesinde büyük payı olmuştur.
"Kimi insanların başkalarıyla arası bozuktur, kendileriyle arası bozuktur, yaşamla arası bozuktur. Bu kişiler tiyatro oynar ve oynadıkları oyunun metnini, yoksun bırakıldıkları şeye göre yazar." "Böyle çok insan tanıyorum. Söz ettiğin şeyi de anlıyorum." "Ama işin kötü yanı, bu kişilerin, yazdıkları oyunu tek başlarına oynayamamalarıdır," diye sürdürdü. "Dolayısıyla, başka oyuncuları da kendi oyunlarında rol almaya kışkırtırlar.
Sayfa 64
Anlayacağın doğaçlama yapmaya mahkumuz. Bir senaryosu, hazırlandığı bir rolü ve ne yapacağını fısıldayan bir suflörü olmadan sahneye çıkarılmış tiyatro oyuncuları gibiyiz. Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermek zorundayız.
Sayfa 513Kitabı okudu
243 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.