Oysa uzmanlar duvarları bir tiyatrodan ibaret olarak tanımlıyorlar. Hiçbir zaman insanlara gerçek bir güvenlik sağlayamayan, sadece güvende oldukları hissini verebilen fake tasarımlar onlar. Gerçek olansa bu fake araçlarla, yerküremizin yeni hakikatını inşa ediliyor olması. Bölünüyoruz, parçalanıyoruz, yöneteceğiz...
109 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Önsözde belirtildiği gibi anlamsız değil şiirleri. Sadece bazılarını anlamak için düşünmek gerekir, düşünmeden okurum anlamayıveririm ve tabi bu da tercih meselesi. Tiyatrodan esinlenen şair kendi kendini konuşturmuş şiirde benim günlük en çok yaptığım şey belkide bu o yüzden kendini konuşturmacaları seviyorum. :) Kendime adlı şiirde de bunu görebiliriz. " Kimseye karıştım mı? hiç karışmadım Bu ki bana tuhaf sayılmadı Gözleyip sordum mu hiç? hayır sormadım Bu ki bana yalan sayılmadı Acımak işim miydi? hayır Bir evden olmak kötü müydü? hayır Zamana zamanla bakmak ne idi ki Baktım"
Bezik Oynayan Kadınlar
Bezik Oynayan KadınlarEdip Cansever · Ada Yayınları · 19821,210 okunma
Reklam
"Basit keyiflere taparım" dedi Lord Henry. Fırtınalı ruhların son barınağıdır onlar. Ama ben, sahneyi tiyatrodan başka yerde sevmem. Ne komik çocuklarsınız, ikiniz de! İnsanı, zeki hayvan, diye tanımlayan kimdi acaba? Dünyanın en aceleci tanımı bu. İnsanoğlu şöyle ya da böyle olabilir, ama zeki değildir.
Bu ne çıldırtan denge..
‪Ben ekonomiden anlamak istemiyorum. Dolar kurumu merak etmek istemiyorum. Dinlerin savaşından liberal çatışmada politik üstü kapalı gizli saklı tiyatrodan etkilenmek istemiyorum. Neyin komplo teorisi neyin gerçek olabileceğini düşünmek istemiyorum. Ancak dünya bir bataklık gibi batmadan edemiyorum. Üç kuş ismi öğrensem iki akşam üstü sarhoş olsam yetecekken bildiğim gibi var olmama müsade etmiyor zamanın ruhum. ‬
Kitaplardan tanıdığı ve tiyatrodan romantizmi bildiği bu dünyayı seyretmek için ister istemez kendi gündelik yaşantısının kıyısından eğilerek baktı.
Aşk olmasa her şey ucuz bir tiyatrodan öteye geçmez.
Reklam
Yapmacık insanlar
Yapma heyecanlar peşinde koşuyorsun. Zeliha’yı bir sevdiğini söylüyorsun, bir sevmediğini. Neden keman çalıştığın belli değil. İnsan bir işle sevdiği için uğraşır, başkasına yaranmak için değil. Zeliha’yı tehlikeli buluyordun, beni uyarıyordun. Şimdi oturmuş onun hoşuna gitmek için keman çalmaya çalışıyorsun. Bana istediğim rolü vermediği halde Salih Beye iyi davranıyorsun. Benim tiyatrodan anladığımı söylerdin. Şimdi Salih Beyi beğeniyorsun. Hiç kimseyi anlamıyorum. İnsanların arasına karışıp onlara uyduğum için de kendimden nefret ediyorum.
Sayfa 426Kitabı okudu
Good old days
Kitapla, konserle, müzikle, sinemayla yoğrulmuş dolu dolu kırk beş gün geçirmiştik. Gündüzleri çeşitli etkinliklere gidiyor, akşamları ise birer kadeh şarap eşliğinde sinemadan, tiyatrodan, okuduğumuz kitaplardan bahsediyorduk.
Sayfa 101Kitabı okudu
"Senin söylediğin mutlak bir gerçek mi, yoksa varsayım mı?" "İyi soru. Fakat bu ikisini ayırmak son derece güç. Hani eski bir şarkının sözünde de var ya, Wihout your love, it's a honkey-tonk-parade." Adam şarkının melodisini hafifçe mırıldandı. "Senin aşkın olmasa bu ucuz bir tiyatrodan öteye geçmez. Bu şarkıyı biliyor musun?"
Dünya da zaten daha büyük bir tiyatrodan başka bir şey değildir.
Sayfa 1125Kitabı okudu
1,000 öğeden 941 ile 950 arasındakiler gösteriliyor.