Yıl 1970 aylardan Aralık. Cağaloğlu’ndaki Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) binasındayız. Erzurum’dan gelmişiz İlhami Kafkas ve Yılma Durak’la… Başında kasket, saçları üç numara, sarışın bir genç giriyor içeriye, “Arkadaş Bizim Anadolu Gazetesi’nin muhabiri” diyorlar. Fotoğraf çekmeye başlıyor. TMTF Genel Başkanı Soner Karaman “Yaşar, kötü çıkmayayım ha, dilimden kurtulamazsın, yakışıklı olsun” diyor “Olur başkan” diyor o genç gülerek, sonra da bir kaygısını dile getiriyor, aşağı katta hiçbir güvenlik önlemi yokmuş, rahatlıkla dinamit atılıp kaçılabilirmiş ya da birisi bir bomba koyup gidebilirmiş, çok dikkat etmek gerekmiş.
Aşağıda onlarca genç turizm kursuna, trafik kursuna, halk oyunları kursuna geliyor, Soner Karaman ciddiye alıyor bu kaygıyı. “Sağol, bakarız, arttırırız gözcülerimizi” diyor.
O Yaşar’ın soyadı Okuyan’dı. O Yaşar’ı ben 9 ay sonra, Ağustos 1971’de Malazgirt’te gördüm. Kasketi yoktu artık. Zaten o gün bu gündür ben onu hiç kasketli görmedim. Biz Erzurum’dan Malazgirt’e yayan giden dokuz arkadaşın anlattıklarını ilgiyle dinliyordu. Köylerdeki Kürtçü eğilimler, Türkeş’e olan nefret ölçüsündeki tepki onu kaygıya sevk etmişti. “Albay’ı (Türkeş’i) burada çok iyi korumak lazım” dedi ve bu deme doğrultusunda önlemler de alındı.
Nedense bu koruma işleriyle çok yakından ilgileniyordu Yaşar Okuyan. 1978’de de Türkeş’le Erzurum’a geldiğinde, Türkeş’in yanında yeterli koruma yok diye bizim arkadaşlarla tartışmasını anlatmışlardı bana.