Ben yokken sonbaharı düşünemiyorum, ellerim ayrılıyor ceplerimden.
Ceplerim, ceketimin cepleri; ıssız ve boşlukta kalıyorlar, içleri dolmuyor, yalnızca gözlerim doluyor. Tarif edilebilir bir şeyler yazdığıma inanıyorum, inancım sarsılmaya doyamıyor; sonbaharı düşünemiyorum; yaşamayı yaşayamıyorum çünkü bir şeyler eksik, eksiklik sonbaharda dökülen yapraklardan daha belirgin, ağaçlardan daha çıplak daha yoksul; her şeyden yoksun kalınca bir şeylerden ümit etmeye başlıyorum, nedir bu? Soru işaretlerini mızraklar gibi kalbime saplıyorum; kan yok, ruh yok, yaşam yok.