Enes üzerinden cemaatlere vurmak…
Yahu, siz ne uyanıksınız öyle?
Bulanık suda balık avlamayı, bir taşla birkaç kuş birden vurmayı meslek edinenler, sizlere söylüyorum! Sizlerde hiç kızarır yüz, utanır vaziyet yok mu? Son senelerde, peş peşe meydana gelen intiharlar (bilhassa da gençler) halkasına, bir zincir daha ilâve edildi. O gence acıyıp; “Bunlar niye böyle oldu, bu gençler
KAHPE FELEK
Gönlüme çaktığın kaçıncı kazik
Gidi kahpe felek sana diyorum!
Aynı dertle otuz yılıma yazık
Gidi kahpe felek sana diyorum!
Soru basit, cevap zordan bile zor
Her sabah ömürden yaprak düşüyor
Câfer-i Sâdık Hazretleri şöyle buyurmuştur:
“–Babam beni üç şeyle terbiye etti. Bana dedi ki:
«–Oğlum! Gâfil ve fâsık arkadaşla beraber olan, selâmette olmaz.
–Kötü yerlere girip çıkan, töhmet altında kalır.
–Diline sahip olmayan, pişman olur!»”
İmam Sadık (ra) şöyle buyurdu:
“Babam beni üç şeyle terbiye etti...
Buyurdu ki:
Ey oğlum!
Kim, kötü arkadaşla oturursa, salim kalmaz;
kim sözlerine dikkat etmezse, pişman olur;
kim kötü yerlere girerse, töhmet altında kalır.”
Kötünün zaferi
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur; çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.
Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı, güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık.
Zülfü Livaneli - Serenad
“Edebin güzel olsun, Mevlânı itham etme sakın! Her bir şey onun nezdinde bir takdir iledir. Takdim ettiğini tehir, tehir ettiğini takdim edecek olan yoktur. Dilesen de dilemesen de vakt-i merhûnu geldiği vakit hakkında takdir edilen ne ise başına gelir. Hakkında olacaklar için O'nu töhmet altında bırakma. Senin haricinde vâki olan hususlarda ne talep edici ol ne de onlar hakkında kederlen. Senin elinde olmayan şey, ya senindir ya da başkasının. Eğer senin olacak ise o, döner gelir bulur seni; sen de sürüklenirsin o nasibe doğru. Çok geçmeden kavuşma hâsıl olur. Eğer senin değil ise uzaklaştırılırsın ondan da senden kaçar gider. Kavuşmak bir hayale inkılap eder sizin için. O halde, içinde bulunduğun vakit zarfında Mevlâ Azze ve Celle Hazretlerinin taatinde edebi gözet. Başını kaldırma hiç yukarı, O'ndan başkasına da iltifat etme.”
• Futuhul Gayb