İnsanlar sadece kendi hayatları için kaygılandıkları, kendilerini kolladıkları için yaşar sanırdım, oysa onları yaşatan tek şey sevgiymiş. Seven insan tanrı’nın, tanrı da onun içindedir, çünkü tanrı sevgidir.
Hollandalılardan, Alman estetikçilerini ve Goethe'yi etkilemiş olan Hemsterhuis'in ilginç bir yaklaşımı var konuya. Bu düşünüre göre, güzel bize en çok haz veren şeydir; bize en çok hazzı ise, en kısa sürede kafamızda en çok düşünce yaratan şey verir.
İtalyan estetikçi Pagano'ya göre sanat, doğaya dağılmış güzelliklerin tek bir güzellik içinde birleşmesidir. Zevk, bu güzelikleri görebilme yeteneğidir; bu güzellikleri tek bir bütün içinde birleştirebilme yeteneğine ise sanatsal deha adı verilir. Pagano'ya göre güzel ile iyinin öyle bir iç içeliği vardır ki, güzellik, görünen iyidir; iyi ise iç güzelliktir.
Shaftesbury'e göre güzellik ruhla anlaşılır. Tanrı, asıl güzelliktir; güzel ve iyi aynı kaynaktan çıkarlar. Böylece Shaftesbury güzeli her ne kadar iyiden ayrı bir şey gibi görürse de, yine de bu ikisi ayrılmaz biçimde birbirleriyle karışır kaynaşırlar.