Bir Gün Mutlaka
Ataol Behramoğlu
"Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür
gümbür bir telaş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne
güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey
Bir Gün Mutlaka
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür
gümbür bir telaş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne
güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman
Sevmek, özen göstermek demektir ... Deneyimlerimle biliyorum ki sevgi vermeden kullanılan bir ekmek kızartma makinesi bile birkaç saat içinde bozulur."
Sayfa 105Kitabı okudu
Ama ... Efendim... Eğer ... Bir insanı hiç kimse
sevmiyorsa ... Ama onun canı ölmek de istemiyorsa ... Ne olur?"
"Cehennem umacısının başına gelen olur."
Sayfa 106Kitabı okudu
Seni ileriye götürecek iki şey : disiplin ve iradedir.
Sayfa 38Kitabı okudu
Ne güzel şiirsin sen..
Bir Gün Mutlaka
Bu gün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu
yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür
gümbür bir telaş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne
güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları!
Ey
Şu dünyada gizemli mi gizemli bir durum vardır, aslına bakarsanız pek çok durum vardır da en önemlisi şudur: Çocuklar, büyüklerin ne istediklerini her zaman anlarlar; ama büyükler, çocukların ne istediklerini hemen hemen hiçbir zaman anlayamazlar.
Sayfa 16Kitabı okudu
*
İstanbul deyince aklıma martı gelir
Yarısı gümüş yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış bir yokmuş
Sayfa 87 - AlfaKitabı okudu
"Ya!Bak,ikidir tombul yanak deyip duruyorsun,yürek yedin galiba,"diyerek tehditlerimi savururken kahkahası arabayı dolduruyordu.
"Poğaçam benim!"
