“Ey iman edenler. İman edin” Duy Ey Nefsim;
Arı 20 bin çiçeği ziyaret ettikten sonra bal verir. Aynı zamanda midesinde taşıdığı zehri bulaştırmaz. Aynı zamanda Petekteki yavrularının çıkabilmesi için sıcaklığın belli derecede olması gerektiğini bilerek orkestra ahenginde titreyen ve sıcaklık yükselirse kanadını uzatarak vantilatör görevini binlerce arkadaşı ile aynı anda yapan arılar çarpar gözüne. Dersin ki bu akılsız, şuursuz mahlukat bile bunca işi yaparken iman iddasında bulunup doğduğu günden beri bir arı kadar faydası olmayan insanlar var. İman ettim demekle iman oluyorsa, Efendimizin (a.s.m.) ismi zikredildikten sonra binlerce süslü sözcük ile tezyin edince iman oluyorsa buyur derttaş; Top senin, çevkan senin. Ne diye yorulursun ki ? Bir şiir kitabı yaz, bitsin bu iş ? Peki sormazlar mı “Başını seccadeye bile bükemiyor, bu nasıl iman ? “İddaa gibi kolay vazgeçilebilir bir kumardan bile seni alıkoyamıyor, bu nasıl iman ? “İçme” demesine rağmen “Ben haftada bir içip kimselere zarar vermiyorum” demagojisine giriyorsun, bu nasıl iman ? Yani, benim babam, çöpteki marka kutusunda da marka yazıyor. “İmanlıyım” demek yeter mi, bunca laftan sonra, var onu da sen düşün. Umarım beni ikna edememişken Münker ve Nekir’i ikna edebilirsin. Evdekilere bol selamlar.. ( Yetmez mi derttaş.. Rabbin seni çağırıyor..🍃)
"Büyük Ölüyü hamil olan top arabasının her geçtiği yerde bir tufan havası esiyor, halk onun tabutunu daha yakından görmek, ona yüz sürebilmek için büyük bir tehalük gösteriyor. Hemen her adımda bayılan insanlar, feryad edip kendini yere atanlar görülüyordu." 20 Kasım 1938
Reklam
“Efendiler, Meclis tarafından cumhuriyet kararı 29/30 Ekim 1923 gecesi saat 20:30’da verildi. On beş dakika sonra, yani 20:45’te cumhurbaşkanı seçildi. Durum aynı gece bütün ülkeye bildirildi ve her tarafta gece yarısından sonra, yüz bir defa top atılarak ilan olundu.”
Sayfa 544 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 15. BasımKitabı okudu
Macarlar, güzel ve güçlü atları ile yapacakları enerjik bir hücumla sipahilerin saflarını bölüp, sultana ve yeniçerilerine ulaşabileceklerine inanıyorlardı. Bütün bir öğleden önce Osmanlıların tepede kendilerine taarruzunu bekledikten sonra nihayet düşman ordusunun bir birliğinin sağ ön tarafında ağır ağır harekete geçtiği görüldü. En çok
336 syf.
9/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
Yıkım hangi nesnenin felaketi değildir ki!
Yıkım hangi nesnenin felaketi değildir ki! Hele ki insanda olursa yıkım hem fiziki hem de ruhani bir çöküşün mimarıdır. Biri der ki kar bana Noel’i hatırlatır. Kar yaşamamış, hayatı tahayyül etmemiş bir insana, akla elbet Noel’i hatırlatır. Bilmiyorum nedendir lakin kara kaplı kitap bana boyuna karı anımsattı. Çünkü kar yokluktur, çaresizliktir
Ama Fareler Uyurlar Geceleyin
Ama Fareler Uyurlar GeceleyinWolfgang Borchert · Yapı Kredi Yayınları · 2022511 okunma
            Gözlerimi açıyorum, düşüncelerime o kadar dalmışım ki önümde uzanan mavi sonsuzluğun kıyıya vuran seslerini ancak o zaman hatırladım. Karşı kıyıda süren yaşamı izliyorum bir süre, mesafe uzak olsa da dağın eteğindeki yolda giden arabaların farları ve yolun sonunda kendine yer bulmuş kasabadaki tüm ışıklar rahatça seçilebiliyor. Büyük
Reklam
423 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.