Cariye Mektebi
Padişahtan çocuğu olmayanlar Enderun Mektebi'nden çıkmış kişilerle evlendiriliyordu. Hamile kalanlar ise hükümdarın ailesinin yaşadığı Eski Saray'a gönderiliyordu.
Sayfa 21 - Kitap Yayınları Pdf
Topkapı Sarayı müze haline getirildi. 400 yıl boyunca padişahların yaşadığı saray, artık halkındı...
Sayfa 37Kitabı okudu
Dumrul
Dumrul. Veya Deli Dumrul. Dede Korkut Kitabının bir hikayesinin kahramanıdır. Kitapta, Dumrul'un "Ölüm Meleği" Azrail'e nasıl meydan okuduğu ve ona karşı savaştığı anlatılır. Topkapı Sarayı Kütüphanesindeki parçalanmış bir el yazmasında Azrail'e karşı savaşta adı Tuğrul olarak belirtilir ki, Dumrul bu adın fonetik bir yorumudur.
Sayfa 64Kitabı okudu
Mahkûm Halil
kapattı kitabını.
Hohlayıp sildi camını gözlüklerinin,
baktı bahçelere
ve şu sözleri söyledi:
“-Sen de öyle misin Süleyman,
bilmiyorum.
Mesela vapurla inerken Boğaz’dan
Kandilli’ye dönüverince
karşıda birdenbire görmek İstanbul’u,
veyahut Kalamış koyunun
yıldızlar ve su sesleriyle dolu
pırıl pırıl gecesi,
yahut da Topkapı dışında kırların
gözalabildiğine gündüzü,
hatta tramvayda rastlanan tatlı bir kadın yüzü,
hatta Sivas’ta hapishanede
tenekede büyüttüğüm sarı sardunya,
hasılı herhangi bir güzelliği tabiatın
çıksa karşıma
ben yeni baştan bir kere daha anlarım
değişmesi lazım geldiğini
ve değişeceğini mutlak
bugünkü insan hayatının…
Sayfa 58Kitabı okudu
vefatı sonrası fatih sultan mehmet
Evlatları taht için birbirini yerken, Fatih'in cesedi adeta çürümeye terk edilmişti. Topkapı Sarayı'nda sıcak mayıs günlerinde elbiseleri içinde bırakıldığı için sultanın cesedi kokmaya başladı. Çevreye o kadar ağır bir koku yayılıyordu ki, doktorlar bile yaklaşmakta zorlanmışlardı. Ceset tamamen çürümeden Baltacılar Kethüdası Kasım ve iki hekim elbiseleri soyduktan sonra iç organlarını çıkarttılar ve daha sonra cesedi ilaçlayarak kefenleyip, defnettiler. Fatih'in kaftanı zamanında üzerinden çıkarılmadığı için vücuduna yapışmıştı. Tahnit sırasında elbise hükümdarın cesedinden kesilerek çıkartılabilmişti.
Sayfa 115Kitabı okudu
Sümer’de her yıl hasat döneminde toprakların verimli kılınması için Kral, aşk ve doğurganlık tanrıçası İnanna’nın rahibelerinden biriyle evleniyor. Rahibe, Kral’a âşık oluyor ve bu şiiri yazıyor. Şiirde rahibenin Kral’a olan iltifatları ve aşkı anlatılmaktadır:
“Damat, kalbimin sevgilisi
Güzelliğin büyüktür, bal gibi tatlı
Aslan, kalbimin kıymetlisi
Güzelliğin büyüktür,bal gibi tatlı.”
*Şiirin yazılı olduğu tablet ülkemizde bulunmaktadır. Tableti görmek için Topkapı Sarayı ile Gülhane Parkı arasında bulunan İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Sayfa 81Kitabı okudu
