207 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yazar yaşadıklarını çok güzel bir dille anlatmış. Okurken asla sıkılmadım. Yaşananlar gözünüzde canlanıyor adeta. Ben kitabı çok sevdim ve çok şey öğrendim. Arka kapak yazısı: 1919'da Torino'da doğan ve kimya öğrenimi gören Primo Levi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Kuzey İtalya'da faşizme karşı direnen arkadaşlarına katıldı. İtalyan Yahudisi kimliğini sakla- mayınca önce Fossoli'deki toplama kampına, orada geçirdiği iki ayın ardından da, 1944'te, beraberindeki altı yüz elli kişiyle birlikte Auschwitz Toplama Kampı'na gönderildi. Yirmi dört yaşındaydı. O altı yüz elli kişi arasından hayatta kalmayı başa- ran yirmi kişiden biri oldu. Hayatının geri kalanında en büyük önceliği, insanüstü denebilecek bir azimle, tüm gördüklerini, yaşadıklarını aktarmak, Nazilerin ölüm saçan acımasızlığının, unutuşun karanlığında yok olmasına engel olmak oldu. Bunlar da mı İnsan?, Nazi zulmünün, toplama ve ölüm kampları cehenneminin, insanın insana uyguladığı akıl almaz fiziksel ve ruhsal şiddetin olağanüstü bir nesnellikle dile getirildiği bir metin ve yitip giden milyonlarca canın çığlığıdır. Kana susamış muktedirlere karşı inanılmaz bir yaşamı olumlama direnciyle dolu, eşi bulunmaz bir tanıklığın kitabıdır.
Bunlar da mı İnsan?
Bunlar da mı İnsan?Primo Levi · Can Yayınları · 2022671 okunma
481 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Kitaba sınav haftamda başlamak gibi bir hata yaptığım ve uzun süre kitabı elime alamadığım için kötü hissediyorum. Aslında kitabı 4 günde bitirdim. Bu 4 gün, kitabı okuduğum anlarda, dış dünyadan kopmuş tamamen hikayenin içine çekilmiş gibiydim. Livaneli, en sevdiğim yazar olma özelliğini korumaya devam ediyor. Onun bu iç içe geçmiş hikayelerine bayılıyorum. Kitap, içinde müzik, felsefe, siyaset, din, tarih ve daha birçok alanı barındırıyor. Özellikle tarih hakkında anlatılanlar büyük yer kaplıyor. Nazi toplama kampları ile ilgili anlatılan bir bölümde, o kamplardan sağ kurtulan ve yaşadıklarını anlattığı bir kitap yazan Victor E. Frankl'ın İnsanın Anlam Arayışı kitabındaki olaylara değinmesi çok hoşuma gitti. Kitabı bu kadar geç okuduğum için pişmanım. Kesinlikle tekrar okuyacağım. Herkese de tavsiye ediyorum.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,5bin okunma
Reklam
İnsanoğlunun tarih boyunca nesneleştirilme süreci, yüzyılımızın ortalarında doruğa ulaşmıştır. İki dünya savaşı, faşizm deneyimleri, toplama kampları, Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan Amerikan atom bombaları bize Resnais'in "Hiroşima Sevgilim" filmini anımsatır. Bu filmde bir kadın ve bir erkek kişisel, belirgin, öznel varlıklar değil, bir işkence ve katliam çağının acılı hayaletleridirler. İnsan doğasının, atalarından gelen faşist yönlerinden kaynaklanan tüm yaşanmış ve yaşanabilecek ıstırapları, devlet ve savaş stratejileriyle özetlenmiştir. Nesnel gerçekliğin, şairi kendi benliğini, varoluş tarihinin tuhaf aynasında kendini tekrar tekrar görmek dışında hiçbir şeyi anımsayamayacak ölçüde unutmaya zorlayacak kadar ağırlığı vardır.
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Nacizane düşüncelerim
Açıkçası bu tarz kitaplar beni psikolojik yönden çok etkiliyor ama yine de okumayı seviyorum yaşanmışlık gerçeğinden dolayı. Bir çocuğun hayatında yaşadığı tüm bu acı olaylar, toplama kampları, işkenceler vs insanın kanını donduruyor. Kitap güzeldi ama sonunda merak ettiğim fazla şey oldu. Ona sonrasında ne olduğu nasıl bir dönüm noktası yaşadığı annesi ve kız kardeşine ne olduğu? Tüm bunlar bende merak uyandıran sorulardan oldu. Kitabın sonunda bunların cevabı olsaydı çok daha güzel olurdu. Tüm bu yaşadıklarına rağmen zaten akıl sağlığı yerinde kalması bence bir mucize.
Gece
GeceElie Wiesel · Koridor Yayıncılık · 20151,487 okunma
198 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
BİR ÇOCUK GÖZÜNDEN TOPLAMA KAMPLARI
İrlandalı yazar, John BOYNE tarafından kaleme alınan bu kitapta, Bruno adlı küçük bir çocuğun bir anda değişen yaşam öyküsü ele alınmaktadır. Babası bir Alman komutanı olan 9 yaşındaki Bruno'nun evlerine Fury'nin gelmesiyle hayatı değişir. Babasının daha yüksek bir mevkiye ulaşma amacı nedeniyle Bruno; Berlin'i, Berlin'deki keşfedilecek yüzlerce yeri olan o güzel evi ve hayatının en iyi üç dostu Karl, Daniel ve Martin'i geride bırakmak zorunda kalır. 3 katlı, Out-With adlı yeni evinden hoşnut değildir ve yakınlarda herhangi bir ev olmadığı için hiç arkadaşı yoktur. ayrıca merak ettiği bir şey vardır: Penceresinden gördüğü uzun çitin arkasındaki insanlar ve çizgili pijamaları. Bir gün buu konuyu araştırmak ister ve dedektif kıyafetleriyle, ailesinden habersiz çitin yanındaki yoldan ilerler. Tam bir şey ulamadığı için eve dönecekken, uzakta bir nokta görür. Bu nokta benek olur, benek damla olur, damla şekil olur, şekil ise bir çocuk... Ve buçocuk çitin öbür tarafındadır. Shumuel adlı bu çocuk bir anda Bruno'nun hayatını değiştirir. Bu kitabı, 4.-7. sınıflara tavsiye ediyorum.
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139,5bin okunma
207 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Çok uzun zamandır ikinci Dünya Savaşı ve Polonya’daki toplama kampları ile ilgili herhangi bir kitap okumamıştım. Primo Levi’nin Bunlar Da Mı İnsan? Kitabı beni çok ama çok etkiledi. Yazarın tanıtım yazısında kitap hakkında derki: “Nazi toplama kampları sisteminin niteliklerini, kamptaki tutsakları ve tanı olduğu işkenceleri, olan üstü bir nesnellikle ele aldı.” Auschwitz’e Nasıl getirildikleri, kampa ulaştıktan sonra çalışabilecek kişilerle çalışamayacak kişilerin nasıl ayrıldığı, Çalışamayacakları tespit edilen yaşlıların hastaların kadınların ve çocukların nasıl gaz odasına gönderildikleri, uğramış oldukları bütün aşağılayıcı arındırma yöntemleri, kalacakları Barakaları yerleşmeleri, ve tüm bu düzene alışma ve bu düzen içinde çalışma koşulları çok net bir şekilde gözler önüne seriliyor. Toplama kampındaki insanların iç dünyaları düşünceleri ya da artık düşünmeyi bırakmaları ayakta kalabilmek için gösterdikleri farklı yöntemler ve Primo Levi’nin yakından tanıma fırsatı buldu bir sürü esir ile ilgili gerçek hikayeler beni çok etkiledi. Kitabın son kısmında anlatılan Rus taarruzu sonucu Almanların nasıl toplama kamplarını terk ettiği, insanları nasıl ölüme terk ettikleri ve yazarımızın birlikte kaldığı Kabe hastane koğuşundaki 11 kişi ile geçirmiş olduğu son on gün belki de en vurucu kısmıydı. Gerçek bir tanıklık hikayesi okuyoruz ve tekrar tekrar sorgulamaktan kendimi alamıyorum.
Bunlar da mı İnsan?
Bunlar da mı İnsan?Primo Levi · Can Yayınları · 2022671 okunma
Reklam
622 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.