Hem Naziler hem de Bolşevikler tarafından kullanılan toplama kampları, insan yaşamının lüzumsuz ve gözden çıkarılabilir olduğu inancının başlıca örneğidir.
Sayfa 41 - Dipnot Yayınevi, çev. Arif GenişKitabı okudu
528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Online kitap kulübüne katıldım. @klasikokurkitapkulübü ile okumaya başladığım ilk kitap, 2015 Nobel Edebiyat Ödüllü İkinci El Zaman. Rus tarihi konusunda çok eksiğimin olduğunu biliyordum, anlamak için çok doğru bir kaynakla başlamışım. Sovyetler Birliği'nin dağılışı ve yeni Rusya'nın ortaya çıkışını anlatıyor. Üslubu akıcı fakat not alınması gereken yerler çokça olduğu için zamana yayarak okudum ben . Aydınlanma yaşadığımı söyleyebilirim. Rusya'nın son otuz yılını tanıklar kendi deneyimleriyle aktarıyorlar, kitabı asıl ilginç kılan bu açıklığı. Rusya Federatif Sosyalist Cumhuriyeti 7 Kasım 1917'de Ekim Devrimi ile kurulup, 25 Aralık 1991'de SSCB dağılıyor. Gorbaçov, dönemin son lideri oluyor. Komünizm' de ortak mülkiyet var, lüks yok, kıyafetler tek tip, yaşantılar tek tip... Ama 80 küsür yıldır halk, böyle yaşamaya alışıyor. Sonra deniyor ki "ticaret yapmayı öğrenin, serbest piyasa bizi kurtaracak". Kapitalizm, biznes (yapsat) dönemi başlıyor. Ortalık karışıyor, Rus olmayanlar cezalandırılıyor, Yahudiler, Müslümanlar faili meçhul cinayetlere kurban gidiyor. Toplama kampları... Savaştan dönemeyecek insanlar, dönüp te yeni sisteme ayak uyduramayanlar... "Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı." F.Kafka Svetlana Aleksiyeviç bu büyüleyici kitapta, yirminci yüzyılı anlamlandırmaya çalışırken aşk ve ölüme, sevinç ve üzüntülerine dair hikayelerini anlatan insanların tanıklıklarına başvuruyor. Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, İkinci El Zaman kitabıyla 2015 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.
İkinci El Zaman
İkinci El ZamanSvetlana Aleksiyeviç · Kafka · 2016441 okunma
Reklam
Toplama kampları...
Birbirimize, “Bu fazla yaşamaz...” ya da “Sıra bunda...” diye fısıldıyor ve akşamları günlük bit ayıklayışımız sırasında, kendi çıplak bedenlerimizi görerek, şöyle düşünüyorduk: İşte bu vücut, benim vücudum, bir cesetten başka bir şey değil. Bana ne oldu? Şu büyük insan kitlesinin... dikenli tellerin arkasında, birkaç toprak barakaya tıkılan, cansız olması nedeniyle her gün belli bir bölümü çürümeye başlayan bu kitlelerinin etinin bir parçası olmaktan öte bir şey değilim.
Hindistan, İngiltere'nin refahı için vazgeçilmez hale geldikçe milyonlarca Hindistanlı pekala önlenebilir kıtlıklarda, açlıktan can vermeye başlamıştı. İngiltere'nin acımasız ekonomi politikalarından ötürü İngiliz Sömürgeciliği Holocaust'u diye tabir edilebilecek olan bu durumun sonucu olarak 30 ila 35 milyon Hindistanlı açlıktan
·
Puan vermedi
Altın öğütler niteliğinde bir kitap. Bu bir ağıt, bir yakarış, haykırış topraklarına olan bağlılık. Beyaz adamın maddi şeylere sahip olma isteği . Hayat üzerine nasihatlar verir. İnsanlık üzerine güzel olumlu iyi bir insan olmayı tembihler. Kızılderili felsefesi, korkudan ve önyargıdan uzak sağlıklı düşünce sistemidir . Doğadan bahsederken kelimeler nazik tutarlı, dokunursan kırılacakmış hissi uyandırıyor, fakat beyaz (soluk benizliler den) bahsederken, kaba ,bağıran, bağnaz . Neden özgürlükleri verilmedi? Toplumların, sürekliliği ve özgürlüklerinin elinden alınması ve devletin onlara dayatılmış bir hayat ve toplama kampları . Kendilerine özgü kültürleri ve yaşantılarıyla, korunması gereken bir topluluk. " Toprağa baktığınız zaman papatyadan başka bir çiçek görmediğinizi düşünün, ne kadar sıkıcı olurdu degilmi? " Sadece gerçekleşmesini arzu ettiğim şeyleri istemek için dua etmem ;çünkü insan kendisi için en iyinin hangisi olduğunu bildiğini iddia edemez " (Saf karga, siyu kabilesi )
Kızılderililer - Dünya Görüşleri Yaşamları ve Felsefeleriyle
Kızılderililer - Dünya Görüşleri Yaşamları ve FelsefeleriyleMustafa Karaca · Düş Yayınları · 20082 okunma
TANRILAR MAHKEMESİ DİYALOGLARI ZWEİG, HİTLER'E KARŞI - Burada Almanca konuşan kimse yok mu ? Hangi dili konuşuyor bunlar ? Hiçbir şey anlamıyorum. - Hey merhaba , ben Almanca biliyorum ve sanırım seni de bir yerlerden hatırlıyor gibiyim. - Beni kim tanımaz ki , ben Führer’im , senin Führer’in - Demek sende buradasın ? Beni tanıdın mı ? - Hayır
Reklam
Kamplardan çıkmayı başaranların ifadelerine göre, toplama kamplarında uygulanan metotlar, Çin yönetiminin yaş ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın bütün Uygurları “suçlu” kabul ettiğini, özellikle de din ve geleneklerine bağlı olanlara “terörist” muamelesi yaptığını göstermektedir.
Sayfa 9 - Murat Yılmaz, Doğu Türkistan'da Toplama Kampları: Adım Adım Soykırım, İNSAMER, İHH İnsani Yardım Vakfı Araştırma Merkezi Yayını, Temmuz 2020, s: 9Kitabı okudu
1992 Sırp ordusu ve milisleri etnik olarak "saf" bir Sırp bölgesi oluşturmak için köy ve kasabaların Müslüman ve Hıristiyan halkını katlederken etnik arındırma, toplama kampları ve kitlesel tecavüz raporları yayımlanmaya başlar. Bosna'da Saraybosna Kuşatması'nın başlangıcı - Sırp kuşatması üç yıldan fazla sürecek.
Sayfa 8
512 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
ERİK AĞACI ️ Erik Ağacı okuduğum en acı, korku, hüzün dolu kitap. 2. Dünya Savaşını anlatan kitapları, filmleri hep merak etmişimdir. Piyanist, Hayat Güzeldir gibi oskarlık filmlerde de Nazi zulmü ve Holokost anlatılır.2. Dünya Savaşında yaşananlar Dünya tarihinin gördüğü en büyük zulüm, en büyük trajedidir. Toplama kampları, Hitlerin zalimliği, Yahudiler yapılanlar, savaş sırasında Alman halkının yaşadıkları o kadar gerçekçi anlatılmış ki etkilenmemek mümkün değil.Savaşta kazananın olmadığını bir kez daha anlıyor insan. Savaş bir insanlığı yok ediyor, açlıktan ölen çocuklar, bir gün daha hayatta kalabilmek için varını yoğunu satan , evlerinden, ailelerinden koparılan insanlar..... Kitap boyunca savaşın acımasızca ayırdığı Isaac ve Christine nin kavuşmaları için dua ederken buldum kendimi. Ve kitap baştan sona aynı sürükleyicilikte devam ediyor. Ve hep sordum kendime bir insanı bu kadar acımasız yapan nedir, bir topluluğa duyan nefret nedendir. Hitler bu kadar acımasız olmasaydı, bu savaş yaşanmasaydı bugün dünya nasıl olurdu? . TAVSİYEMDİR #erikağacı #kitapyorumu #ellenmariewiseman
Erik Ağacı
Erik AğacıEllen Marie Wiseman · Arkadya Yayınları · 20162,984 okunma
Cennetin kokusu, mantığın uykusu
William Golding sineklerin tanrısını yazarken herhalde çocukların ürkütücü potansiyelinden hareket etmişti. Iyi kontrol edilmediklerinde sapıtıp kendilerini mahvedeceklerdi sanki. Zevk için arabanın lastiklerini oyan, küçük kardeşlerini kanepeden aşağı yuvarlayan, az gelişmiş ırktır çocuklar. Golding kitabın sonunda imdada yetişen askerlerin yaptığı gibi, çocukları kendilerinden korumamız lazımdır. Bunun yolu super kontrol mekanizmasından geçer. Tabi biz bu kafayla giderken çocukluk yetişkinler tarafından somurgelestirilen bir ülkeye dönüşür yavaş yavaş. Oysa beslan'da el kadar öğrencileri yetişkinler öldürmüştür. Saraybosnadaki pazar yerini yetişkinler bombalamış, bağdatta okulları eşek kadar adamlar yerle bir etmiştir. Hicbir çocuğun vahşeti yetmez bunları yapmaya. Zaten aydınlanmanın simgelerinden rousseau çocukluk mantığın uykusudur. Derken, bildiğimiz çocukluktan değil sapanıyla yetişkinlerin ıçindeki kuşları avlayan bir mikroptan söz etmiştir. Çocukları öldüren şey yetişkinlerin ıçindeki çocuktur aslında... bunu düşünmek hoşumuza gitmese de her an yeni toplama kampları inşa edecek bir karanlık vardır insanoğlunun içinde. Zavallı çocuklarsa o nefis durustlukleriyle bunu yüzümüze vurdukları için bizi korkutur bazen.
739 öğeden 491 ile 500 arasındakiler gösteriliyor.