224 syf.
10/10 puan verdi
Tarihi Değiştiren Diktatörler, Ali Çimen’in ‘Tarihi Değiştirenler’ serisinin bir kitabı. Nisan 2010’da ilk baskısı yapılmış. Dünya tarihine, tabii ki menfi manada damgasını vurmuş olan belli başlı diktatörleri anlatıyor kitap. Kimler mi var? Stalin, Hitler, Mussolini, Mao, Pol Pot, Salazar, Franco, Bokassa, İdi Amin, Pinochet, II. Leopold,
Tarihi Değiştiren Diktatörler
Tarihi Değiştiren DiktatörlerAli Çimen · Timaş Yayınları · 2010487 okunma
Hayvanları öldürmekle Hitler tarzında gaz odaları yaratma ve Stalin tarzı toplama kampları kurmak arasında sadece küçük bir adım var(dır)… İnsan elinde bir bıçak ya da tüfekle durup da kendinden daha zayıf olanları öldürmeye devam ettikçe adalet diye bir şey olmayacak.
Reklam
211 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Herşeyin sorumlusu aslında Justin Torres. "Biz Hayvanlar"ı okuyalı günler oldu; ama unutmak ve etkisini kaybetmesini beklemek boşunaymış, geçmedi zira. Victor Hugo'nun Sefiller'ini okurken dahil olamamamın bir sebebi de Biz Hayvanlar olabilir. Bu durumu değiştiren Michael K. oldu. Coetzee'nin Utanç adlı eserinden sonra, ilk okuduğum
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı Dönem
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı DönemJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 2018227 okunma
484 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Uzun süredir rafımda bekleyen bir eseri daha bitirdim. Zülfü Livaneli müziğinden tanıyıp, romanlarına geçtiğim bir yazar. Son Ada kitabını çok beğenmiştim. Hele Kardeşimin Hikayesi ile yazara karşı sempatim artmıştı. Bu kitaba gelince ise gerçekten çok dolu bir kitap yazmış Livaneli. Neler yok ki kitapta ! Önce not aldıklarımı sayayım sonra kitap
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020135,7bin okunma
Georgia Valisi George Gilmer, 1830'larda şöyle demişti: "Antlaşmalar vahşi insanları, medeni insanların sahip olma hakkının olduğu şeylere teslim olmaya teşvik eden çözümlerdir." Bu dönem Cherokee'lerin "yerinden edilmesi" ya da etnik temizliği, sivillerin zorla yürütülmelerini ve toplama kampları kurulmasını da içeriyordu. Buralarda binlerce kişi ölmüştü.
Roma sirki, Azteklerin kurbanları, Engizisyon ateşleri, Nazi ölüm kampları, hepsi de son derece medeni toplumların işleriydi. Yalnızca 20. yüzyılda, çoğu sivil, en az 100 milyon kişi savaşlarda ölmüştür. Vahşiler bundan daha beterini yapmamışlardır. Colosseum'un ve toplama kampının kapısında medeniyetin kendisinin ahlaki ilerlemenin garantörü (güvence veren) olduğu umudunu bir kenara bırakmaktan başka bir seçeneğimiz yok.
Reklam
Biliyorum, inanıyorum bir gün insanlık burjuvalardan, bu hastalanmış bölükten kurtulacak, dünya arınıp tertemiz olacak, Vietnam, Afyon Savaşı, toplama kampları, gettolar, yoksulluklar birer acı anı olacak. Bunları biliyorum, inanıyorum… Ama bu cinayetler, bu alçaklıklar insan kuşaklarını ağılamakta devam etmeyecek mi? Korkum bu.
2. Dünya Savaşı ve Zweig'ın intiharı
"Şiddet, işkence, bombardıman, silah, barut, el bombası, atom bombası, toplama kampları ve 2. Dünya Savaşı'nın verdiği milyonlarca savaş kurbanının yanı sıra, kendi dileği ile yaşamına son veren iki kurban: Lotte Zweig(33), Stefan Zweig(61). (...) Stefan Zweig'in, H. V. Kleist'ın bir kadınla birlikte intiharı üzerine yazdıkları, kendi sonunu ne denli betimliyor: "Kleist gizemli bir ölüm, bir aşk ölümü, çift mutlulukla sonuçlanacak bir ölüm kurmaktadır kafasında. Zaten genç yaştan beri her sevdiğine birlikte ölmeyi önermiyor muydu? İstediği zaman öleceğini, kendi deyişiyle ölüm için bütünüyle yetkin bir duruma geldiğini, artık hayatın ona değil, onun hayata söz geçirdiği kanısına vardığından beri, yüreği sevinç ve mutlulukla kabarmaktadır..."
Sayfa 32
724 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.