Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cinsel Kimlikler: Nefertiti’den Emily Dickinson’a Sanat ve Çöküş
Doğaya karşı tutumumuzu açıklığa kavuşturmadıkça, cinsellik ve cinsiyeti anlamayı ummamayız.
Sayfa 42 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bu nasıl bir saçmalıktır..!
Simone de Beauvoir, toplumdaki kadınların bir araya gelerek gerçekleştirdiği bekaret bozma törenlerinden bahseder. Kadınların ortasında yapılan bu “bekaret bozma işi”yle görevlendirilen kadın, ne kadar çok kanın akmasına vesile olursa o kadar çok para alıyormuş. Beauvoir, bu törenlerin birinde, Bekaret bozma işini yapan kadının, gelinin rahmini yırttığına şahit olduğunu söyler.
Sayfa 40 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
…. canlı varlığın eline geçen her olanak, en az olası olanı bile, varlığı tepeden tırnağa değiştirir.
Sayfa 39 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
... ... Yok, akıl sağlığı kimlik bilinci demekmiş, yok, kendi dışımızdaki gerçekliğin kavranması demekmiş! Bir an, 'belki de onu kıskanıyorum' diye düşündüm. O, yirminci yüzyıl, ' Don't Worry, be Happy!' No problem! Türk'üydü. Be ise keyfine bakmasını beceremeyen, 'alemin enayisi!' Kendimi yetersiz hissettiğim doğruydu. Acaba, zaman zaman aşağılık kompleksine kapılmıyor muydum? Kendimi niye suçlu hissediyordum ya da suçlu hissettiriliyordum? Aydın olmam keyfiyetinden mi? Hayır, bundan değildi... Emeğin değil, manipülasyonun para getirdiği bir ülkede, gayret ve çalışma ululanmaz olur.
"Tüm gereken, ortalama bir akıl ve en çok da itaat. Kişi bunlara sahipse, toplum ona beşikten mezara dek bakar."
Reklam
"Ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncula­rıyla başa çıkamayan bir toplum, -ruhunda ar­takalmış barbarlık duygusunun da baskısıyla­- soyguncularına karşı hayranlık duyar." Andre Mauroıs lngiltere Tarihi
İdeal devlet:
İçkinin, kumarın, fuhşun, saygısızlığın ve kabalığın, tembellik ve avareliğin kent sınırlarından, siteden, ülkeden koğulusu için elden gelen yapılacaktır. Öksüzler, dullar, sahipsiz yaşlılar, sakatlar toplumda herkesten önce düşünülecekler, kimseye ezdirilmeyecekler, sömürtülmeyecekler ve korunacaklardır. İşsiz kimsenin kalmaması ilkesi hakim olacaktır. Devlet veya toplumsal kurumlar, iş bulma veya gösterme zorunda olacaktır. Okuma yetisi olan herkesin okuması, hasta olan herkesin tedavi edilmesi de toplum veya devletçe üstlenilecektir. Giyimde, yemede, ev hayatında ve kent imarında sadelik prensibi esas olacaktır.
Sayfa 45 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Bir avuç insanı zenginleştirip, halkı yoksullaştırıp, muhtaç hale getiren; bu zihniyetin islamla hiç bir ilgisi yoktur.
Manevi çürüme yukarılardan başlayarak gözle görünür şekilde artıyor. Halk arasında da içine kapanma başladı. Vurguncular, sömürücüler türedi. Esnaf tüccar arasında bir kibarlık özentisi aldı yürüdü; olduğundan fazla aydın görünme çabası var. Bunların yanı sıra geleneklerimizi rezilcesine küçümsüyorlar, ata dinimizden utanç duyuluyor...
Reklam
Makro Toplumun Doğuşu
"Karl, ben bu soruların bazılarını sordum. Merkezi Danışman, mikro toplum diye adlandırdığı bizim toplumumuzun, birbirleriyle iş birliği yapamadığı için, dünyadaki diğer mikro toplumların çoğuyla birlikte iki binli yılların başlarında yok olacağını söyledi."
Toplum içerisinde güç sahibi olma isteği, içinde yaşadığımız kültürün doğal bir parçasıdır. Ne var ki, bazı kişilerin güç kazanma çabaları diğer insanları güçsüz bırakma ögesini de taşır. Böyle kişiler güç kazandıkça, çevrelerindeki insanların kendilerinden daha güçsüz olduklarını görmekten ötürü haz duyarlar. Bazı insanlarda bu mekanizma saygınlık kazanma biçiminde ilerler ve kişi kazandığı saygınlığı başkalarını küçük görme duygusuyla birlikte yaşar. Oysa, eğer bir insan diğerlerini küçümsüyorsa, aslında küçümsenmekten korkan ve kendini küçük gören biridir. Başkalarını güçsüz bırakmak için güç kazanma çabasında olan biri ise aslında başkalarına güçsüz görünmekten ya da güçsüz yönleriyle yüzleşmekten korktuğu için böyle bir mekanizma geliştirmiştir.
Tüketim Aracı olarak "Aşk/ınlık -68
Bütün bunları yazmamın nedenin sadece Sevgililer Günü gibi bir garabeti icat eden tüketim toplumuna yönelik olduğu sanılmasın. Yeni Şafak''ta Fatma K. Barbarosoğlu''nun gündeme getirdiği gibi Müslümanların bu çürüme karşısında sergilediği tutum çok daha önemli. Kapitalist ilişki biçiminin tüketemediği, kuşatamadığı modernitenin kutsal dışı toplum ve insan projesine karşı direnen tek ada halinde kalan İslam toplumlarının bu yolla teslim alınması küresel sistem karşısında alternatifin yitirilmesi demektir. İnsanın aşkın olanla, kutsalla olan sahih irtibatının kesilmesi, çürümüşlüğe terki demektir. Bunu en fazla idrak etmesi gerekenler yeryüzünde profan değerlere, üretim alışkanlıklarına eklemlenmemiş ve eklenemeyen İslam ümmeti değil midir? Küresel kapitalizme eklemlenmek sadece tüketim alışkanlığının artması, ekonomik bir aktiviteden mi ibarettir? Yüce bilinen tüm değerleri tüketirken geliştirdiği ekonomik ilişkiye uygun değer üretmesinde değil midir kapitalizmin tüm alamet-i farikası? Hristiyanlık tam bu noktada oyuna gelerek homoeconomicus tipi karşısında alternatif olmaktan çıkmadı mı? İlahiyatsız dindarlığa dönüşen muhafazakarlık, Amerika''da Avrupa''da bu yüzden kapitalizmin bekçisi haline gelmekle kalmadı kendi değerlerini profanlaştırdı. Benzer tehlike seküler hayat tarzına alıştırılmaya, hayatın anlamının sekülerleştirilmeye çalışıldığı bir evrede bu coğrafya için de geçerli.
Hayat, Zihniyetler, Aidiyet ve Mahremiyete Dair Yazılar Ertelenmiş Yüzleşmeler Akif EmreKitabı okuyor
Woody Allen..
Beni üye olarak kabul edecek kulübe üye olmazdım.
Sayfa 38 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Çakıcı’nın İlk Kurşunu - Sabahattin Ali
Memleketimizin kadın ve erkeklerini, biri diğerini sürükleyen ve taşıyan değil, el ele ve aynı tempoda yürüyen iki mahluk olarak göreceğimiz günün uzak olmamasını dilerim.
Sayfa 35 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.