Suç, Ceza ve Vicdan Azabı
Nasıl başlık ama, mükemmel estetik duruyor değil mi ? Romanı ilk okuduğumda 12-13 yaşımdayken falan aklıma bu başlık gelmişti. “Ben olsam kitabın adını böyle yapardım” demiştim. İyi ki ismini ben koymamışım berbat olurmuş.
Neyse konumuz bu değil, kitabı incelemeden önce biraz vicdan azabını tanıyalım. Bu yazılar
İletişim Yayınları'ndan çıkan Adolphe hem kitaba dair hem de yazara dahi birçok bilgi veriyor.
Kronolojik bir anlatımla dönemin önemli olaylarını yazarın biyografisi ile paralel aktarılmış.
İki tane önsözle hem yazarın siyasi düşüncesi, kimlerden etkilendiği, napolyon'a eleştirisi devlet yönetimiyle ilgili düşünceleri
Kadın ve aile
Marx proleter kadınların savaşma yeteneğini arttırmak için yakıcı bir gereklilik olan küçük, çoğu halde verimsiz günlük çalışmaya layık olduğu değeri verme yönünde eğitmektedir.
Aynı zamanda siyasi iktidarın proletarya tarafından ele geçirilmesi uğrundaki büyük devrimci kavgayı sağlam, ileri görüşlü bir biçimde değerlendirecek şekilde de ilerletmektedir, ki bu kavga olmaksızın sosyalist toplum ve kadın cinsiyetininin kurtuluşu parlak rüyalar olarak kalır.
Kadın ve aile üzerine bir çok aforizmaları vardır.
Engels’in aydınlatıcı incelemesi “Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni”ne yazdığı önsözünden, burada geliştirilmiş olan teorik düşüncelerin ve bakış açılarının büyük kısmının Marx’ın mirası olduğunu, arkadaşının bunları eşsiz sadakatle ve dahice bir mirasçı olarak işlediğini söyleye bilirim.
Bu eserden tek tek hipotez olarak ayıklanabilecek, evet ayıklanması gereken şeyler ne olursa olsun bir bütün olarak bu eser bize, bugünkü aile ve evlilik biçiminin, iktisadi ilişkilerin ve mülkiyet ilişkilerinin etkisi altında giderek gelişmiş olduğu çok karmaşık koşulları berrak bir şekilde teorik olarak kavrayışın parlak bir yığınını vermektedir. Ve bu kavrayış bize kadının geçmişteki konumunu doğru bir şekilde değerlendirmeyi yalnızca öğretmekle kalmaz, tam tersine kadınları bugünkü toplumsal konumunu, özel hukuktaki ve devlet hukukundaki yerini anlamak için de sağlam bir köprü oluşturur.
Kadın ve AileKarl Marx · Sol Yayınları · 2008371 okunma
Sabrı öldürdük, türbesini yaptırdık, ziyaretgah bir makama dönüştürdük. Hayatımızda sabır yok ama lafı çok. Bunu tek başımıza yapmadık. Organize bir cinayet. Ateşi bol olsun Henry Ford, ihtiyaca göre üretim yerine seri üretime geçerek üretimi hızlandırmıştı. Bunu biraz konuşalım:
Kapitalizm, tüketim ve üretim arasındaki dengeyi hız ile yakaladı.
_Eğer kadınların sesleri bastırılacaksa, eğer kadınlar insanoğlunun doğal haklarından mahrum bırakılacaksa, haksızlık ve tutarsızlık suçlamasını boşa çıkarmak için, öncelikle kadınların aklı olmadığını kanıtlamanız gerekmektedir – aksi takdirde YENİ ANAYASA’nızdaki bu büyük kusur, erkeğin şu ya da bu şekilde, bir tiran gibi davranması gerektiğini
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
_Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, şükretmeyi, azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umuduyla avunmayı öğretir.
_Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir.
_En derin dinsel önyargı kaynağı yoksulluk ve cehalettir. Savaşmamız gereken kötülük de budur. Din aldatmacasının gerçek
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir.
_Vücudun merkezi de başta
MAHSUR KADIN-ANDRÈ GîDE,144 sayfa
”Hiçbir insan davranışı nedensiz değildir;”sebepsiz eylem” yoktur,en azından dışarıdan bakıldığında.”
Mahsur Kadın,Nobel Edebiyat Ödüllü yazar André Gide’nin jüri üyesi olarak yer aldığı ceza mahkemelerinde görülmüş ve toplum içinde büyük tartışmalara yol açmış iki davayı anlatır.Yer aldığı davalarda adaletin
Bilim kurgu ve fantastik kitapların kendine göre kuralları ve dahi evreni olur. Dune ise kendi evreninin yanında çok yönlü felsefesi var. Oluşturduğu bu felsefe ile sizin düşüncelerinizi sorgulatmasiyla birlikte geçmiş veya şimdinin toplumsal olaylarını ve hepsinden öte insanı anlamanıza yardımcı oluyor. Çünkü makro düzeyde imparatorluk ve