Albert Camus'nün 1947'de yayımlanan "Veba" romanı, Cezayir'in Oran şehrinde başlayan ve hızla yayılan bir veba salgınını konu alır. Salgın, sıradan insanların hayatlarını altüst eder ve onları ölümle yüzleşmeye zorlar.
Romanın başkahramanı Dr. Rieux, salgınla mücadele eden bir doktor olarak karşımıza çıkar. Rieux, salgının neden olduğu acı ve yıkımı yakından gözlemlerken, insanın anlam arayışını ve dayanışma gücünü de keşfeder.
Romanda, veba salgını sadece bir hastalık olarak değil, aynı zamanda insan doğasının ve toplumun bir metaforu olarak da ele alınır. Veba, insanların içindeki kötülüğü ortaya çıkarırken, aynı zamanda dayanışma, fedakarlık ve umut gibi değerlerin de önemini vurgular.
"Veba" romanı, farklı karakterler aracılığıyla salgına verilen farklı tepkileri de gözler önüne serer. Bazı karakterler bencillik ve umutsuzluğa kapılırken, bazıları da dayanışma ve yardımlaşma ruhuyla hareket eder.
Romanın sonunda, veba salgını kontrol altına alınır ve şehir normale dönmeye başlar. Ancak yaşananlar, insanların hayatlarında derin izler bırakmıştır. Salgın, onlara hayatın değerini, insanın kırılganlığını ve dayanışmanın önemini bir kez daha hatırlatmıştır.
"Veba" romanı, insanın varoluşsal sorunlarını, anlam arayışını ve ölüm karşısındaki tutumunu derinlemesine sorgulayan bir başyapıttır. Aynı zamanda, toplumsal dayanışmanın ve umudun önemini vurgulayan evrensel bir mesaj taşır.