720 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Türk Edebiyatı Klasikleri her zaman okumaktan keyif aldığım eserlerle dolu. Bunlardan biri de Hüseyin Rahmi Gürpınar. Ben Deli miyim ? önce adıyla cezbetti , okumaya başlayınca adının hakkını fazlasıyla verdiğini gördüm. Dönemini ve çevresini romanlarına aktaran yazar , geniş kitlelere ulaşmış ve halâ okunmakta.İstanbul yaşamının özel inanışlarına , ekonomik ve toplumsal eşitsizliklerine , kadın erkek ilişkilerine çoğunlukla mizahi zaman zaman duygusal olarak yer verirken özgün konuşma dilini bozmadan kullanmaya özen göstermiş. Bu eserde de Şadan ve Kalender Nuri isimli iki "deli" üzerinden İstanbul yaşantısı anlatılıyor. Tabii baskın olarak iki delimizin maceraları. Yazar iki karakter üzerinden toplumsal iliskileri genel ahlâkı sorguluyor yani. Hem de delice , delirtircesine. Zaman zaman çoğunuz bu soruyu kendinize sormuşsunuzdur. Hangi davranış, hangi söylem sizi bu soruyu sormaya yöneltti bilemem ama kitabı okuyunca " sorma , delir geç ..." diyebilirsiniz kendinize. Toplumsal eleştirilerin nokta atışıyla ortaya konduğu eser güldüren ve düşündüren yönüyle muhteşem bir okuma keyfi sunuyor. Kalın oluşu gözünüzü korkutmasın , gerçi kitap kurtlarını sayfa sayısı yaralamaz bilirim. Ben keyifle okudum, umarım sizler de beğenirsiniz. * Neler biliyorum. Söylemesi yasak bu gercekler içimi yiyor.* * Akıllı olmak ne büyük ahmaklık, ne yürek yakan sıkıntı ya Rabbim!* *Deli nedir , Akıllı nedir ? Anlayamadım.* Sevgiler , kitapla kalın.
Ben Deli miyim?
Ben Deli miyim?Hüseyin Rahmi Gürpınar · Koç Üniversitesi Yayınları · 2018569 okunma
"Karı ve kocayı birbirlerine bağlamak için kültürün kullandığı en güçlü olanak, onların heyecanlarını örgütlemeye ve kişisel davranışlarına biçim vermeye dayanır. Hayvanlar dünyasında ve insan toplumlarında evlilik ilişkileri arasında varolan temel ayrımları bize açıklayacak olan bu süreci daha yakından tanıma fırsatı bulacağız. Hayvanlar,
Reklam
Normlar toplumsal hayatta bedenleri birbirinden ayıran ve ilişkilendiren akışları, alışverişi sağlamakla kalmazlar, bazı bedenleri özneleştirir, diğerlerini özne olmaktan çıkarırlar. Judith Butler'ın normları ele alma biçimi Foucaultcu ve Lacancı yaklaşımlardan beslenir. Butler'a göre, Lacan'ın sembolik sisteminde konuşan öznenin yerini belirleyen normlar, Foucault'nun sözünü ettiği cinsellikle ilgili normlar gibi tarihsel, toplumsal, kültürel iktidar ilişkileri içinde inşa edilmiştir. Butler'ın Foucaultcu ve Lacancı çerçevelere yaptığı özgül katkı, normların üstlenilen ve altüst edilebilen davranış kuralları olduğunu bir performans kuramı geliştirerek açıklamasında bulunabilir. Lacan'ın anlatısında beden sembolik sistemde belli bir konumu almada bir rol oynamaz. Foucault'da da beden söylemler tarafından belirlenen edilgin bir varlığı andırır. Butler da ise performans kuramı, beden, davranış, tekrar kavramlarını beraberinde getirir. Butler bedenin kültürel normlarla nasıl karşılaştığını, onlarla ilişkisinde şöyle veya böyle hareket ederek, onları üstlenerek veya ihlal ederek nasıl toplumsal cinsiyetlendiğini çözümler. Burada "toplumsal cinsiyet" o kadar güçlü bir kavram haline gelir ki, bu süreç başlamadan önce ortada cinsiyet farklılığına sahip bir beden olduğunu varsaymak da gereksizleşir. Böylece "cinsiyet farklılığı" paradigması kuir kuramının dışında kalır.
Sayfa 210Kitabı okudu
·
Puan vermedi
Damga
Damga
Erving Goffman
Erving Goffman
Kitapta damga türleri ele alınırken, yazar Goffman bize etkileyici bir kitap sunmaktadır. Yazarın sunduğu örnekler, damgalama türlerinin niteliklerini daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Goffman'ın detaylı açıklamaları ve analizleri sayesinde, damgalama sürecinin nasıl işlediği ve insanların nasıl damgalandığı
Damga
DamgaErving Goffman · Heretik Yayıncılık · 2014314 okunma
Ön Söz
İnsanlığa ufuk açan ve umut veren İslam , çağlar üstü mesajlarıyla hayatın tüm alanlarına dokunan, bireysel ve toplumsal ilişkileri düzenleyen bir değerler manzumesidir. Bu vazgeçilmez değerler ise insanlık için her bakımdan en güzel örnek olan Peygamber Efendimizin (s.a.s.) şahsında hayat bulmuştur. Kuşkusuz o, her konuda olduğu gibi, dünya
Sayfa 5 - E-KitapKitabı okudu
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Reklam
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
.... Türkiye’nin yeni bağımlılığı: TikTok Bir süredir mobil uygulama marketlerindeki listelerin ilk sıralarından düşmeyen bir uygulamanın yarattığı şaşkınlığı izliyoruz. Bu uygulama başka ülkelerde lise çağındaki gençlerin favorisiyken, Türkiye’de nedense alt-orta sınıf yetişkinlerin vazgeçilmezi hâline geldi. Evet, TikTok’tan
Önerme, Totoloji, Antikahraman
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_ _Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir. _Önerme Türleri_ _1- Nitelik bakımından:
120 syf.
9/10 puan verdi
Kavram Odaklı Sosyoloji ~ Eviatar Zerubavel Sosyoloji, insanlığın karmaşıklığını anlamlandırmak için kavramlar üzerine kurulu bir bilimdir. Toplumun içinde bulunduğu durumu, ilişkileri ve dinamikleri anlamak için bu kavramlar önemli bir araçtır. Kavramlar, âdeta sosyolojinin tuğlaları gibidir; toplumu anlamak için kullanılan temel yapı
Kavram Odaklı Sosyoloji
Kavram Odaklı SosyolojiEviatar Zerubavel · The Kitap · 20235 okunma
Reklam
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
616 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Çok keskin ve toplumsal hassasiyet noktalarına değinen afektif bir eser. Bu çerçevede kitabı yorumlamak biraz rahatsız edici gelebilir. Kitabı kendi nezdinde doğru değerlendirmek için rasist ve politik değerlerin süzgecinden geçirmek zorundayız, aksi mümkün değil. İki farklı ırkın Milliyetçilik duygu ve değerlerinin kesiştiği ve ayrıştığı
Arap Milliyetçiliği ve Türkler
Arap Milliyetçiliği ve Türklerİlhan Arsel · Kaynak Yayınları · 201592 okunma
Resim