Amerikan işlevselcilik kuramının başlıca temsilcilerinden biri olan Parsons'a göre, tabakalaşma sosyal bir sistemin bütünlüğüne ait bir hiyerarşidir ve bu hiyerarşi ortak bir değerler sistemine bağlıdır. Parson'un toplumsal sistem anlayışı analitik açıdan ayrı olan iki sistemle, kişilik ve kültürle bağlantılıdır. Toplumsal sistem, sosyo-kültürel bir ortamda etkileşim halinde olan aktörlerden meydana gelmektedir. Bu "kültürel bir yapıya sahip olan ve ortak sembollerden oluşan bir sistem"in dolayımıyla gerçekleşen bir süreçtir. Parsons, her toplumsal sistemin esas olarak dört alt sistemden -akrabalık, sosyal tabakalaşma, iktidar ve din meydana geldiğini düşünmektedir. Asıl toplumsallaştırıcı unsurun akrabalık sistemi olmasına karşın kazançların farklılaşmış bir toplumsal yapı içerisinde dağıtılmasının aracılığını da tabakalaşma gerçekleştirmektedir ve bu iki alt sistem aslında toplumdaki eşitsizlik modelini pekiştiren ve sürdüren bir rol oynarlar (Swingewood, 2010: 252).
Toplumsal değerlerin yok oluşu fikrine farklı bir perspektiften bakalım.
Birçokları toplumda artık hiç bir değerin kalmadığından yakınırlar ama belki doğrusu, toplumda çok sayıda insanın artık değerinin kalmadığıdır. Yahut kendi bireysel değerlerini ve behemehal genel değerler haline getirmek istiyorlardır. Ya da değerlerin öncelikli değerler olarak sabitlenmesinden kaçınıyor, böylece bir ikilemden çıkamıyorlardır. Veya en fazla teorik değerleri vaaz ediyor ama onları pratik olarak gerçekleştirmiyorlardır.
Sayfa 71 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
2010-2014 yılları arasında yürütülen Viyana merkezli Dünya Değerler Araştırması " İşler kıt olduğunda erkeklerin iş sahibi olma hakkı kadınlarınkinden daha fazla olmalı."ifadesi karşısında bazı tepkiler aldı. İzlanda'da halkın yüzde 3.6'sı aynı fikirdeyken Mısır'da bu oran yüzde 99.6 idi.Bu farkın nedeni nedir? Geçmiş 200 yılın verilerini dinden savaşa ve petrolün varlığına varıncaya kadar her şeyi inceleyen yazarlar bir grup ülkede toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile ilişkili kilit unsurun her nasılsa belli bir tarım teknolojisinin kullanılmaya başlanması olduğunu buldu: saban. Saban kullanma geleneğine sahip bir toplumda yetişen bireyler cinsiyet eşitsizliğini sadece yurtlarında sürdürmezler göç ettiklerinde bile bu onlardan ayrılmaz.
·
Puan vermedi
Erkişisel Gelişim/ Mehmet Dikici Günümüz teknolojisi,hızla değişen,farklılaşan çağ,bilgi kirliliklerinin yarıştığı ve dahası oburlaşan tüketim, makam ve hırs çağı dediğimiz bugünlerde sizler de taktir edersiniz ki geçmiş yaşantımızın bir çok değererinden epey uzaklaştık. Çocukluğumuzda öğretilmiş kıymetli bir tarih, kültür, inanç ve bunlarla
Erkişisel Gelişim
Erkişisel GelişimMehmet Dikici · Cinius Yayınları · 202310 okunma
“…dünya her zaman bir çocuğun hayretinde yeniden canlanır. Çocukluğumuz varlığımızın en güzel yerine taht kurmuş bir çift meraklı gözdür. O henüz toplumsal değerler tarafından şekillendirilmemiş bir saflıktır. O, içimizdeki merak eden, soru soran yaratıcı yanımızın temsili sanatçıdır, filozoftur, içimizdeki masalcıdır. Dünya onun gözlerinde oyuncu bir kimliğe bürünür.
Sayfa 84 - Doğan Novus Yayınları, 1. Baskı, 2019Kitabı okuyor
Genç, anne-babası ve öteki erişkinlerden duygu, düşünce ve davranışta bağımsızlık geliştirmiş olmalıdır. Ailesi dışında toplumsal ilişkiler kurabilmeli, özellikle yaşıtlarıyla arkadaşlık kurup sürdürebilmelidir. Karşı cinse eğilim ve yaklaşma isteği duymalı ve sevgi bağı kurabilmelidir. Cinsel kimliğini ve rolünü iyice benimsemiş, evliliğe istekli ve hazır olmalıdır. Zihin yeteneklerini ve el becerilerini geliştirmiş; toplum yaşamı için gerekli bilgi, görgü ve ruhsal olgunluğa erişmiş olmalıdır. Kendine özgü değerler, yaşam anlayışı ve bir dünya görüşü oluşturmalıdır. Bir amaç veya amaçlara doğru yönelebilmeli, nereden gelip nereye gittiğini bilmelidir. Başka bir deyişle, çevresiyle bütünleşirken kendi benliğinin bilincine varmalı, kimlik duygusu geliştirmelidir.
Sayfa 22 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
218 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Merhabalar değerli kitapseverler bugün sizlere Emel Bahadır Yılmaz kaleminden Bazen Bırakmak Gerekir adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Kitabımız 20 farklı başlık içerisinde flört şiddeti, ekonomik şiddet,toplumsal cinsiyet gibi birçok konu üzerinden bilgiler aktarmış yazarımız. Ayrıca kitapta Sevgi ve ilgi kavramların anlamını öğrenir iken Mashlow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi tablosunda neler yer alıyor? narsistik kişilerin ve antisosyal kişilerin belli başlı kişilik özellikleri nelerdir?manevi güçlenmede ihtiyaç duyduğumuz değerler nelerdir? Hayır diyemeyenlerin kişilik özellikleri nelerdir? Hayır diyemememizin sebepleri nelerdir? gibi birçok sorunun cevabını da okudukça bu kitabın içerisinde bulabilirsiniz. Bahsedeceklerim bitti mi tabiki hayır ve her konu sonrasında kitabın içerisinde ünlü düşünürlerden sözler okuyoruz ve en çok hoşuma giden ise yazarımız kitapta birkaç tane film ve kitap önerisi vermiş bizlere. Kesinlikle herkesin okuması gereken harika bir kitap. Yazarımızın kalemine sağlık okuyucusu bol olsun.
Bazen Bırakmak Gerekir
Bazen Bırakmak GerekirEmel Bahadır Yılmaz · Nemesis · 02 okunma
Evlilik
Kendi içsel yolculuğunu tamamlama yolunda hayat boyu gelişim ve değişim bir insanin yaratılışında kodlanmıştır. Bir “sen” var, bir de “kendin” şu hayatında. Sen, dışardan görünen, başkalarının gördüğü, etrafa yansıyansın. Herkesin “sen” diye baktığı bir sen. Görünüşün, konuşman, davranışların, tepkilerin, kavgaların ve uzlaşmaların... Sevdiğin ve sevmediğin her şeyle bilinen “sen”. Bir de “kendin” var, “sen kapısı”ndan içeri girince bulunan. Dışardan bakmakla görünmeyen, lakin “sen kapisi”nda durup içeri girebilenin fark edebildiği “kendin”! Seni “sen” yapan birçok faktör var. Örneğin toplumsal yargılar, kültürel değerler, aile ve çevre yaklaşımları gibi... İşte sonra o değerleri süzüp, eleyip, şekil verdiginde yani o değerlerle bütünleştiğinde ve bunu içsellestirdiginde “kendin” oluyorsun. Bu süreci tamamlayıp kendini tanıyan bir birey için ne istediğini bilmek ve bulmak mümkündür. Hayat gayesini bilen bir insan, o gayeye gidecek yolda kendisine yol arkadaşlığı yapacak ve kendisine eşlik edecek kimsede o değerleri arayacak ve onunla o degerler üzerine bir hayat kuracaktır.
288 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
YAŞAM UZUNDUR AMA İYİ DEĞERLENDİRİRSENİZ
Bir hedef bulacaksınız, o uğurda çalışacaksınız, hedefinizi gerçekleştirmek için bir yol arayacaksınız, yol yoksa da o yolu yapacaksınız. Hedef bulmak, yol açmak ve aynı yoldan geri dönmemek.. Hayattaki gayemiz budur!
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
'nın en beğendiğim eserlerinden biri oldu kuşkusuz. İnsanın yaşamına anlam katma çabalarında atılması geren adımları
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20225,5bin okunma
Kahramanlık genelde toplumsal bir desteğe ihtiyaç duyar. Biz cesur bireylerin kahramanca başarılarını kutlarız fakat eğer bu bireylerin eylemleri sebebiyle bizler somut bedeller ödemek zorunda kalırsak ve onların amaçlarını anlamazsak bu eylemleri başarı olarak algılamayız. Böylesi kahramanca direniş tohumları en iyi mahsulünü, bir toplumun tüm bireyleri artan değerler ve amaçlar uğruna sıkıntı çekmeye gönüllü olduğu zaman verebilir.
Reklam
Değerin parasal karşılığı yoktur. Söz konusu yaşayan değerler toplumsal sağlığın bağışıklık sistemini oluşturur.
Sayfa 255Kitabı okudu
Diğer bir ifadeyle dinler, ya savundukları ilkeler doğrultusunda ya da dindar insanların iktidar mücadelesi eşliğinde siyasetle ilişkili olmuşlardır. Dolayısıyla, Amerikalı sosyolog Talcott Parsons'in (ö. 1902) ifadesiyle, tarihsel süreçte din ve siyaset birbirinden ayrılmış ve farklı araçlarla farklı işlevleri yerine getirmişlerse de,249 yani siyaset “güç” kullanarak; dini otorite de “teslimiyet”, “adanma” gibi değerleri kullanarak bireyi ve toplumu yönlendirmeye çalışmışsa da, genel olarak gerek bireysel gerekse toplumsal açıdan dinin siyasetten ayrı düşünülmesi imkânsızdır. Zira gerek ekonomik koşullar, ahlâki değerler, aile düzeni gerek dinsel telkinler ve gerekse siyasal hedefler birbiri içerisine geçmiş unsurlardır. Din, sosyal dünyanın bir parçasıysa, bu parçanın bütün içindeki diğer parçalardan etkilenmesi ya da diğer parçaları etkilemesi kaçınılmazdır. Bu durum, az sonra işaret edeceğimiz gibi, birebir siyasi sistemi ifade anlamında olmasa da, bir sosyolojik gerçeklik olarak İslâm dini için de geçerlidir.“
408 syf.
6/10 puan verdi
#Okudum #Bitti KİTAP ADI: SODOM'UN 120 GÜNÜ YAZAR ADI: MARQUIS DE SADE SAYFA SAYISI: 400
Sodom’un 120 Günü
Sodom’un 120 GünüMarquis de Sade · İthaki Yayınları · 2022502 okunma
656 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Sanayi devrimi yol açtığı dönüşümle insanların büyük umutlar peşinde sürüklenmesine yol açmıştır. Ancak evdeki hesap pek de çarşıya uymuş denilemez. Toplumsal değerler aşınmış sonuç emeğin ucuzlaması ve sömürülmesi olmuştur. Bu değişim kendisini toplumsal ilişkililerde,aile kurumunda ve en çok da birey üzerinde göstermiştir. Charles Dickens’da
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · Can Yayınları · 201714,1bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
51 günde okudu
"Sevginin karşıtı nefret değil, kayıtsızlıktır." tespiti ile gönlümüzde taht kurmuş olan Rollo May, üç bölüm ve toplamda sekiz başlıkta insanların yalnızlık ve endişe dolu olmalarının nedenlerini incelemiş. Bunlardan bazılarını "Hastalığımızın Kökenleri" (Bölüm 1, Başlık 2)'de şu şekilde ifade etmiş: •İçi boşalan toplumsal değerler •Ekonomide bireysel rekabetten uyuma evrilme •Benlik bilincinin kaybedilmesi •İletişimde dilin gücünü ve kişilerin derinliğini kaybetmesi •Kendini kaybetmenin sonucu olarak doğadan da uzaklaşılması •Bireysel ve toplumsal olarak insan(lar) a olan inancın kaybedilmesi Sevdiğim ama tekrar okumayı istemeyeceğim kitaplardan bir tanesi oldu kendileri.
Kendini Arayan İnsan
Kendini Arayan İnsanRollo May · Okuyan Us Yayın · 20192,723 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.