"Etrafımdaki insanlar yaşadıklarından, kurulu düzenlerinden, doğadan işlerinden ve daha pek çok şeyden yakınıyor Bense hiçbir şeyden memnun değilim. İklimden toplumsal sorunlardan içgüdülerden, neokorteksin 3 milimetre kalınlığında olmasından bile rahatsızım mesela. Hatta bu dünyadan kaçıp kafa dinlemeye Ay'a gidemediğim için mutsuzum. Üstüne üstlük pi gibi sayıların sonsuza giden hanelerini bilmemekten ve Hayatımda bu gibi net olmayan şeylerin varlığından memnun değilim."
Psikoloji insanlara hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiğini söyleyemez. Ancak, onlara kişisel ve toplumsal değişimi etkileme imkânı sağlayabilir "Albert Bandura
Reklam
Tarihi Çarpıtmak
Birisine kırk gün “delisin” de, deli olur. / Atasözü   Göçebeymişiz. Uygarlığa neredeyse hiç katkımız olmamışmış. Her şeyimizi Batı’ya borçluymuşuz. Tarihle yüzleşmemiz gerekiyormuş… Sanki kimimizin Osmanlı ile kimimizin Cumhuriyetle ve Atatürk’le bırakın yüzleşmeyi, hesaplaşmadığımız gün varmış gibi. Geçmişi konuşmaktan geleceği düşünmeye
Dincilik Ve Sahte Din Anlayışı
Din, toplumsal yaşamda önemli ve gerekli sosyal bir kurumdur. Toplumları etkileme ve özellikle bireyleri yönlendirme etkisine sahiptir. Ancak, din siyasal bir amaç gütmeye ve iktidar mücadelesi vermeye kalkınca, toplumsal sorunlara da yol açabilmektedir. Kuşkusuz, bunu dinin kendisi değil, din adına hareket ettiğini iddia edenler yapmaktadır.
Etrafımdaki insanlar;yaşadıklarından,kurulu düzenlerinden, doğadan, işlerinden ve daha pek çok şeyden yakınıyor. Bense hiçbir şeyden memnun değilim. İklimden, toplumsal sorunlardan, içgüdülerden, neokorteksin 3 mm kalındığında olmasından bile rahatsızım mesela. Hatta bu dünyadan kaçıp kafa dinlemeye Ay'a gidemediğim için mutsuzum. Üstüne üstlük pi gibi sayıların sonsuza giden hanelerini bilmemekten ve hayatımda bu gibi net olmayan şeylerin varlığından memnun değilim. Bir onu deneyeyim, hadi bir de buna geçeyim derken aslında hiçbir şeyi tam olarak yapamadığım için de mutsuzum. Sanırım her şeyden çok tüm bu mutsuzluklarımı giderebilecek kararlılığı bir türlü gösteremediğim için kendime kızıyorum.
İnsanoğlu evrende var olduğu zaman değil, düşünmeye başladığı zaman insan olmuştur. Bu noktada düşünme ile algılamayı ayırmak gerekir. Algı tüm hayvanlarda ortaktır. Düşünme ise insana özgüdür. İnsanı insan yapan düşünme olduğu gibi insanoğlunu doğaya egemen kılan da düşüncedir. Evrenin tek mucizesinin insan aklı olduğu söylenebilir. Toplumları, uygarlığı da yaratan insan aklıdır. Ünlü bir düşünür "Düşünüyorum öyleyse varım." demiştir. Bu görüş değişik biçimlerde eleştrilmekte ise de, onu "Düşünmeyen insan pek de var sayılmaz." biçiminde anlamak gereklidir. Ancak, unutulmamalıdır ki, düşünme bağımsız, kendiliğinden olan bir işlev değildir. Konusunu ve düşünmeyi bilen bir kişi, eğer toplumsal huzurla çatıştığı ileri sürülen bazı şeyler söylüyorsa onun bir bozguncu olduğuna karar vermeden önce, tolumda bazı şeylerin bozuk olup olmadığını araştırmak gereklidir.
Reklam
626 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.