Hükümdar yaşlanmıştı. Uzaklara bakarken sarayın çevresinin ne kadar değiştiğini düşünmeye başlamış ama bu değişim karşısında kendisinin ve sarayının aynı kaldığını fark etmişti. Hükümdar uzun bir gecenin sabahında sarayının en görkemli salonunun tam orasında durarak hizmetkârlara “ Bana Gök, Deniz ve Toprak’ı çağırın!” dedi. Kızı Gök, oğulları
Dünya üzerindeki arabaların çoğunu kendi topraklarından çıkan petrolle dolduran Suudi Arabistan, kendi nüfusunun yarısını araba kullanmaktan menediyor. Suudi Arabistan'ın muhafazakar liderleri, Suudi toplumunun kadınların daha fazla hak sahibi olmasına "hazır" olmadığı gerekçesiyle bu yasağı ve daha geniş ölçekli toplumsal cinsiyet ayırım nı daima meşrulaştırdı. Suudi Arabistan ve diğer diktatörlük rejimlerinde böylesi bahaneler yalnızca değişim çağrılarını savuşturmak için değil, toplumun kadın hakları konusunda ki huzursuzluğunu bahane ederek ufacık tavizleri bile ilerici hamleler olarak sunma konusunda da öne sürülür.
Yürürlükte olan değişsin diye bekler dururuz; oysa hiç düşünmeyiz ki, değişim beklentimizden önce nefslerde gerçekleşmediği sürece bu bekleyiş asla bitmeyecektir.
İnsan zekâsı hayalinin ne kadar kısa sürmüş olduğunu düşünmek beni üzdü çünkü intihar etmişti. İstikrarlı bir biçimde kendini rahatlık ve kolaylığa, parolası güvenlik ve süreklilik olan dengeli bir topluma ayarlamış, tüm beklentilerini gerçekleştirmiş, sonunda da bu hale gelmişti. Bir defa, yaşam ve mülkiyet neredeyse mutlak bir güvenliğe ulaşmış olmalıydı. Zengin varlık ve konforundan, emekçi ise yaşam ve işinden emin kılınmıştı. Şüphesiz oradaki o kusursuz dünyada çözülmemiş hiçbir işsizlik problemi, hiçbir toplumsal sorun kalmamış ve bunu büyük bir sessizlik izlemişti.
“Zihinsel çok yönlülüğün değişim, tehlike ve belanın telafisi oluşu, gözden kaçırdığımız bir doğa yasasıdır. Çevresiyle kusursuz bir ahenk içinde yaşayan bir hayvan, mükemmel bir mekanizmadır. Alışkanlık ve içgüdü çaresiz kalmadıkça doğa zekâya asla başvurmaz. Değişimin ve değişime gereksinimin olmadığı yerde akıl da yoktur. Yalnızca çok çeşitli ihtiyaçları ve tehlikeleri karşılamak zorunda olan hayvanlar zekâdan paylarını alırlar.
Herkes felsefe öğrenebilir; sadece araştırmak sorgulamak ve insanın en ilkel dürtülerinden biri olan merak etme dürtüsünü canlı tutmak, derinlemesine ve çok yönlü düşünme yetisine sahip olabilmek, mevcut durumu eleştirebilmek ve düşünsel çıkarımlarla bir çözüm getirebilmek ve her şeyden önemlisi de her anlatılana inanmayıp kandırılmamak adına