Kılıç ve Demirli'nin katıldığı TRT yayını seyrettim. Ne seyrettiğimi düşündüm. Sanırım, bir taraf sırtı pekliği, doygunluğu, geleneğin nizamına yaslanıp goygoy yapmayı, diğer taraf huzursuzluğu, açlığı/merakı ve yaratıcılık sancısını temsil ediyordu. Zaman zaman şunu düşünürüm, Demirli mahallesini terk edebilmiş olsaydı nerede olurdu? Açılımları, işaret ettikleri, kullandığı dilden bağımsız olarak zaten nizamın temayüllerini tersyüz edici mahiyette. Mahalleli bir fert kalarak, yolculuğunu yavaşlatıyor sanki. Yolculuğu? Çok açık. Dili değiştirmek. İlk şartı, düşünce mirasıyla goygoy yapmayı bırakmak olsa gerek. Yani günü tarihe hasretmeyi, geçmiş güzellemesi yapmayı terk etmek. Fakat, kimlik siyasetinin ve İslamcı popülizmin baş kalelerinden birinde (Turkuvaz ve iştirakleri, A Haber, Vav TV, Fikriyat, Lacivert v.s) zor. KDO'yu umarım hür ve bağıntısız tutuyordur.