Gail Pheterson, Le Prisme de la Prostitution kitabında şöyle der: "Cinsel hizmet karşılığında para talep edenlerin, bu faaliyetlerinden ötürü gayrimeşru, hatta yasadışı bir konumla 'fahişe' olarak tanımlan- dıklarının altını çizeriz. Buna karşılık seks için para ödeyenler genel erkek nüfusundan nadiren ayrıştırılır." "Müşteri yapmak" demek, bir kenarda durup binbir çeşit fanteziye boyun eğmek demektir ki bu da hiç hafif bir şey değildir. Orospuya gitmek demek ise başkadır. Bir er- kekten başka türlü bir erkek yaratmaz, onu cinselliğiyle damgalamaz ya da onu hiçbir şekilde önceden tanımlamaz. Fahişe müşterilerinin, geliş sebepleri ve işleyişleri bakımından, sosyal, ırksal, yaşa bağlı ve kültürel olarak çeşitlilik içeren bir topluluk olduğu düşünülür. Ama bu işi yapan kadınlar hemen damgalanır. Onlar tek bir kategoriye mensuptur: Mağ- dur. Fransa'da fahişelerin pek çoğu kimliklerini gizlemeden kendilerini göstermeyi reddediyor, çünkü biliyorlar ki bu iş öyle olmaz. Hep aynı düzenek: Suskunluğu korumak gerekir. Fahişelerin kirlenmiş olmala- rı icap eder. Kendilerine yapılan kötülüklere dair sızlanma söylemini hakkıyla yerine getirmezlerse ve nasıl kısıtlandıklarını anlatmazlarsa, bunu onların yerine başkaları yapar. Hayatta kalamamalarından kor- kulmaz, aksine, iş olarak bunun çok da korkunç olmadığını söylemele- rinden korkulur. Bu korkunun nedeni sadece bütün işlerin aşağılayıcı, zor ve zahmetli olması değil, aynı zamanda çoğu erkeğin, bir orospuyla oldukları anlar haricinde çok da sevilesi olmamasıdır.