"Friedrich Nietzsche" Hakkında Belgesel ve Film Tavsiyeleri;
Merhaba 1k Okurları;
Eda E.
Eda E.
'nün düzenlemiş olduğu "Friedrich Nietzsche Okuma Etkinliği" özelinde sizler için belgesel ve film tavsiyeleri hazırladım. Nietzsche okumadan önce bu belgesellerden fazlasıyla bilgi edinebilirsiniz. (Hepsi tarafımca izlenmiştir.) BBC Nietzsche Belgeseli - İnsanca, Pek İnsanca
248 syf.
·
Puan vermedi
Siyah İnci
Ilk öncelikle kitabı daha önce hiç duymamıştım, yazarını da hiç bilmiyordum. Roman, her ne kadar çocuklar için olsa da büyüklerin de okuması gereken bir kitap bana göre. Kitabın içeriğine geçecek olursak yazar, atlara olan düşkünlüğünü, sevgisini ve empatisini çok güzel bir şekilde ifade etmiş. Olayları bir hayvanın gözünden görmek, onların neler yaşadıklarını, neler çektiklerini, nasıl hissettiklerini anlamamızı sağlıyor. Sağlamakla da kalmıyor insanların hayvanlara karşı olan zalimliğini, vicdansızlığını gözler önüne seriyor. Her ne kadar konuşmasalar da ya da duygularını ifade edemeseler de onların da biz insanlar gibi bir şeyleri hissettiklerini, sevilip sevilmediklerini anladıklarını tekrardan hatırlamamız gerektiğini vurguluyor. Kitabın ortalarına doğru aklıma Nietzsche'nin İtalya'da bir ata eziyet edildiğini görüp, ata ağlayarak sarılması ve bu olay sonrasında aklî dengesini kaybetmesi geldi.(Bu konunun işlendiği "Torino atı" diye bir film var izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.) İnsanlar olarak gün geçtikçe karşımızdaki her türlü canlıya karşı empati duygumuz köreliyor. Bize gücü yetmeyen her şey üzerinde bir hâkimiyet kuruyoruz. Karşımızdaki insan olsun, hayvan olsun ya da herhangi bir canlı olsun her türlü eziyeti, şiddeti ve zulmü uyguluyoruz. Dilerim ileriki zamanlarda kendimizi bu konuda sorgulayacağımız günler olur. Bu arada okumanızı tavsiye ederim.
Siyah İnci
Siyah İnciAnna Sewell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,6bin okunma
Reklam
Derde Deva Randevu 9: Nietzsche'nin Atı
N. ➡️
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
C. ➡️
Caner the CahilBender
Caner the CahilBender
🐎🐴 Serinin sondan bir önceki serüveninde Turin Atı ve Nietzsche hakkında benim bile yeni öğrendiğim şeyleri konuştuk. Sabah olur ve evde bir ölüm sessizliği vardır. Nietzsche'nin canı sıkkındır. Rengi de biraz soluk, Caner anlamıştır durumu ama ne olduğunu çözememiştir. Birkaç espri yapar Niçe pos
Genel bir Nietzsche kronolojisi, kitaplarına dair ipuçları.
–1844 Doğum. –1858-64 Protestan yatılı okulu yılları. 'Küçük papaz' –1861> Schopenhauer felsefesi ile tanışma. 'İstenç ve tasarım olarak dünya' –1865 Leipzig üniversitesi –1869 Basel Üniversitesi klasik filoloji kürsüsüne, sınav ve tez koşulu aranmaksızın yalnız yazıları sebep gösterilerek bu alandaki en genç profesör olarak atandı. –1871
Nietzsche ağladığında ... Torino'da 1889'da hayatının dönüm noktasına yürüdüğünü bilmeyen Nietzsche, şehri dolaşırken bir faytoncunun atını kırbaçladığını görür. #At o kadar yorgundur ki #kırbaç darbelerine tepki veremez halde yere çökmüştür. Nietzsche, koşarak atın yanına gider, boynuna sarılır, ağlayarak ata bir şeyler söyler,
“Torino'da 1889'da hayatının dönüm noktasına yürüdüğünü bilmeyen Nietzsche, şehri dolaşırken bir faytoncunun atını kırbaçladığını görür. At o kadar yorgundur ki kırbaç darbelerine tepki veremez halde yere çökmüştür. Nietzsche, koşarak atın yanına gider, boynuna sarılır, ağlayarak ata bir şeyler söyler, bilincini yitirir ve bayılır.
Reklam
⭕ Torino'da 1889'da hayatının dönüm noktasına yürüdüğünü bilmeyen Nietzsche, şehri dolaşırken bir faytoncunun atını kırbaçladığını görür. At o kadar yorgundur ki kırbaç darbelerine tepki veremez halde yere çökmüştür. Nietzsche, koşarak atın yanına gider, boynuna sarılır, ağlayarak ata bir şeyler söyler bilincini yitirir ve bayılır. Bayılmadan önce
Nıetzscheyen fİlmler
i. Yurttaş Kane (Citizen Kane): “Güç İstenci” ii. Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day): Sonsuz yineleniş düşüncesi iii. Nietzsche Ağladığında (When Nietzsche Wept): Nietzsche’nin yaşamına ve felsefesi iv. Dövüş Kulübü (Fight Club): Ahlâkın sorunsallaştırılması, kişinin kendi etik yargılarını oluşturarak üstinsana ulaşması, güce yapılan vurgu ve güç istencinin yüceltilmesi... v. Torino Atı (A Torinói Ló / The Turin Horse): Nietzsche’nin yaşamöyküsündeki son büyük kırılma Görüldüğü gibi, Friedrich Nietzsche, yalnızca felsefî alanda değil, sinema alanında da yirminci yüzyıla ve günümüze büyük tesirde bulunmuştur. Nietzsche’nin kendi çağını aşan fikirleri, Orson Welles, David Fincher, Charlie Chaplin, Andrei Tarkovsky ya da Béla Tarr gibi sinema dehâlarına esin olmuş gibidir. Neredeyse yüz yıllık sinema tarihinde, Nietzsche’nin fikirleri ile örülmüş ya da onun yaşamını konu edinen onlarca film vardır. Ve bu filmlerin birçoğu kült olmuşsa eğer, burada yönetmenlerin ustalığı kadar, Nietzscheyen fikirlerin çekiciliğinin de rolü bulunmaktadır. Görünen o ki, Nietzsche ve Nietzsche’nin düşünceleri, sinemanın ilgisini cezbetmeye devam edecek...
Bir gün, Nietzsche İtalya'nın Torino şehrinde yürüyüş yaparken gözleri, acı içinde bitkin hâlde olan bir ata takıldı. At, zorla çalıştırılırken kırbaçlanıyor ve çaresiz bir şekilde acı çekiyordu. Nietzsche, bu manzara karşısında derinden etkilendi. Filozof, ata doğru yaklaşıp onu sevgiyle okşadı. Aynı anda, atın yanında bulunan ve atı zorla çalıştırıp, atı kırbaçlayan dört kişiye yönelerek hiddetle bağırdı. Ancak aniden, Nietzsche'nin kendini kaybettiği bir an yaşandı. Gözyaşları icinde ata sarılarak ağlamava başladı. Görgü tanıklarının söylediklerine göre, Nietzsche anlamsız birçok şey söyledi fakat içlerinden bir tek "Anne, ben bir aptalım." cümlesi anlaşıldı. Nietzsche'nin gözyaşları içinde atın boynuna sarılıp ağlaması, onun iç dünyasındaki çöküşün bir yansımasıydı. Bu olayın ardından, filozofun akıl sağlığı giderek kötüleşti ve sonunda tamamen kaybetti. O günden sonra Nietzsche 10 yıl boyunca yani ölümüne kadar eskisi gibi olmadı. "Her kim bir canavarla çarpışmayı göze alırsa, bir canavar olmayı da göze alsın. Çünkü uzun süre karanlığa bakarsanız, karanlık da sizin içinize bakmaya başlar."
Torino Atı ya da Nietzsche Ağladığında
Tarih 3 Ocak 1889, Yer Torino. Nietzsche, evinden çıkıp şehir merkezine doğru yol alır. Carlo Alberto Caddesinde, yorgunluktan perişan olmuş bir atın hareket etmesi için sahibi tarafından acımasızca kırbaçlanmasına şahit olur. Gördüğü olay, merhameti dışlayan bu çılgın filozofu şok eder. Bitkinlikten çökmüş atın yanına koşar, atın sahibine
Reklam
Torino Atı
"Dünyanın sonu hakkında bir film yapmak ve sonra film çekmeyi bırakmak istiyorum." Pek çok bakımdan Tarr'ın son filmi tüm çalışmaların en radikalidir ve bu rastlantısal değildir.(...) Öykü Alman filozof Friedrich Nietzsche ile ilgili biyografik gerçekten yola çıkar. 1889'da Nietzsche İtalya'nın Torino kentinde bir caddede bir atın boynuna sarılmış ağlar hâlde bulunmuştu. Bu onun zihinsel çöküşüydü, bir daha hiç iyileşmedi. Krasznahorki'nin makalesinin ilk paragrafı bu öyküyü atın sürücü tarafından vahşice kırbaçlandığı ve Nietzsche'nin korurcasına ona sarıldığı haliyle yeniden kurar. Paragrafın son cümlesi şudur: "Ata ne olduğunu bilmiyoruz." Bu paragrafı başlangıç noktası yapan film senaryosu ata ne olduğunun öyküsünü anlatır.
Sayfa 185 - hayalperest yayıneviKitabı okudu
"Friedrich Nietzsche, 3 Ocak 1889′da Torino‘da, Via Carlo Alberto‘daki 6 numaralı kapıdan sokağa adımını atar. Belki yürüyüş yapmak, belki de postaneden mektuplarını almaktır amacı. Kendisine uzak olmayan ya da fazlasıyla uzakta kalan bir fayton sürücüsü inatçı atına söz dinletemiyordur. Faytoncunun tüm baskılarına rağmen, hareket etmeyi reddediyordur at. Sonra, ismi muhtemelen Giuseppe Carlo Ettore olan faytoncunun sabrı taşar ve kırbacını eline alır. Nietzsche, kalabalığın yanına gelir ve o ana dek öfkeyle köpüren sürücünün acımasız sahnesini sona erdirir. Sağlam yapılı ve gür bıyıklı Nietzsche, birden faytona atlar ve kollarını atın boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başlar. Olaya şahit olan diğerleri, Nietzsche’yi evine bırakır. İki gün boyunca bir divanda hareketsiz ve sessizce dinlenir Nietzsche. Ta ki son sözlerini mırıldanıncaya dek: 'Mutter, ich bin dumm!' (Anne, ben bir aptalım! ) ve yaşamının kalan son on yılını, uysal ve delirmiş bir şekilde annesinin ve kız kardeşlerinin himayesi altında geçirir. Atın akıbeti hakkında ise hiçbir şey bilmiyoruz." *|The Turin Horse ( Torino Atı - 2011 - Bela Tar)
Sözde ''daha kısa yollar'' insanlığı hep tehlikeye sokmuştur; insanlık daha kısa bir yolun bulunduğu müjdesiyle hep kendi yolundan ayrılır - ve yolu kaybeder. 📖| Tan Kızıllığı, Friedrich Nietzsche 🎬| Torino Atı
Friedrich Nietzsche, 3 Ocak 1889'da Torino’da, Via Carlo Alberto’daki 6 numaralı kapıdan sokağa adımını atar. Amacı belki yürüyüş yapmak, belki de postaneden mektuplarını almaktır. O sırada kendisine uzak olmayan ya da fazlasıyla uzakta kalan bir fayton sürücüsü inatçı atına söz dinletemiyordur. Faytoncunun tüm baskılarına rağmen, at hareket etmeyi reddediyordur. Sonra, ismi muhtemelen Giuseppe Carlo Ettore olan faytoncunun sabrı taşar ve faytoncu kırbacını eline alır. Nietzsche, kalabalığın yanına gelir ve öfkeyle köpüren faytoncunun acımasız sahnesini sona erdirir. Sağlam yapılı ve gür bıyıklı Nietzsche birden faytona atlar ve kollarını atın boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başlar. Olaya şahit olan diğerleri Nietzsche’yi evine bırakır. Nietzsche, iki gün boyunca bir divanda hareketsiz ve sessizce dinlenir. İki günün sonunda ağzından şu kelimeler dökülür; -Mutter, ich bin Dumm! (Anne, ne aptalım!) Yaşamının kalan son on yılını, uysal ve delirmiş bir halde annesinin ve kız kardeşlerinin himayesi altında geçirir. Atın akıbeti hakkında ise hiçbir şey bilinmiyor. Torino Atı (2011) | Béla Tarr
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.