ZALİM KURTARICI LAZARUS MORELL
Nereden Nereye 1517 yılında, Yerliler’in Antiller’deki altın madenlerinin cehennem çukurlarında çürüyüp gitmelerine yüreği parçalanan İspanyol misyoner Bartolomé de las Casas, İspanya kralı V. Carlos’a, oraya zencilerin getirtilmesi için bir tasarı sunmuştu; Antiller’deki altın madenlerinin cehennem çukurlarında zenciler çürüyüp gitsin
#İletişim Historia Universal de la Infamia - Çeviren:Celâl ÜsterKitabı okuyacak
Reklam
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
adressiz sorgular Zulme sessiz kalanlar, zulümle karşılaştıklarında ilk hatırlayacakları şey, zulme sessiz kalmaları olacaktır.bugün olağan hale gelen zulüm,yarın herkese sirayet edecek ve belki de kurtuluş için çok geç olacaktır.haiti kölelikten isyan ile kurtuldu.siyahların müthiş birlikteliği ve inançları onları beyaz bağnazlıktan,esaretten
Adressiz Sorgular
Adressiz SorgularYaşar Ayaşlı · Yurt Kitap Yayın · 199341 okunma
Önümdeki damblanşın eriyişine bakıyordum. Sıcak çikolata tabakasının altında vanilyanın fark edilmeyecek bir biçimde eriyişini seyrediyordum.Daha kısa bir süre önce tamamen topak halindeyken, şimdi beyazlı, kahverengili akıntılar halinde ağır ağır ilerleyişine bakıyordum. Kıpırtısızca durmuş gözlerim tabağa dikili hareketsiz bakıyordum. Kıpırdamıyorum. Tüm gücümle hareketsizliği korumaya, onu alıkoymaya çalışıyordum. Ancak hareketin gövdemde de aktığını bal gibi duyumsuyordum.
Mondrian'ın resminde benim hoşuma giden hareketsizliğidir. Hiç­bir ressam hareketsizliğe bu kadar yakından yaklaşmamıştır. Ha­reketsizlik hareket yokluğu değil, hareketin her türlü perspektifinden yoksunluk demektir, hareketsizlik ölümdür. Resim genelinde hiçbir zaman hareketsiz değildir. Satrançta olduğu gibi Mondrian'ın resimlerindeki hareketsizlik dinamiktir. Her parça, hareketsiz bir güç olan her parça, güç halinde bir harekettir. Mondrian'da hareketsizlik durağandır.
Kapılar bir bir kapandı. Ve tren tıpkı bir giysinin yırtılışı gibi hareket etti.
Reklam
Ondan beni avutmasını istiyordum. Tatlı bir sesle hangi açıdan avunmak istediğimi soruyordu. "Beni avut" diyordum. "iyi ama hangi bakımdan,' diyordu. "Beni avut,' diyordum (to console, not to comfort) "Ama daha derin düşündüğümde ve sonra bütün sıkıntılarımızın nedenini bulduktan sonra bunun nedenini keşfetmek istedim. Zayıf, ölümlü ve sefil insanlık halimizin doğal sıkıntılarına dayanan geçerli bir sebep olduğunu bul­dum. Öyle ki iyi düşünüp taşındığımızda hiçbir şey bizi avutamaz." (Pascal, Düşünceler).
83 syf.
·
Puan vermedi
"Neyiz ki biz:- Rüzgar çoktan ters taraftan esmeğe başlamışken kıyıya vuran gecikmiş dalgalardan başka ..." Kıpırdayamıyorum. Kuşatıldım, yavaşlık tarafından. Hareketsizliğin hacimsizliğine kapılıp, bir sigara daha yakıyorum. Dünya neden bu kadar yavaş, Badenheim 1939'da akvaryumundan koparılan balıklardan biri ben miyim yoksa? "Riski göze almalıyım;' diyordum, başım önüme eğik, küvetin emayesini okşayarak, "soyut yaşamımın huzurunu tehlikeye atma riskini göze almak zorundayım, buna şu­nun için" ... Bu cümleyi kuran roman kahramanı, luzümsuz adamlığının üniformasında bana da bir yer ayırıyor işte, tüm o at -rat race olsun hadi ifade - koşturmacasının içinde siz nereye sığıyorsunuz, banyo? tuvalet? ruhunuzun kara deliği nereye açılyor? Yoksa bağırsaklarınız üzerindeki güzergahta mı? Zehir, daha fazla zehir mi?
Banyo
BanyoJean Philippe Toussaint · Ayrıntı Yayınları · 199035 okunma
83 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Yazarın ilk kitabı ve farklı bir üslübu var. Bana daha çok Sartre'nin Bulantı kitabını hatırlattı. Ana karakter gününü banyoda geçiren, insanlarla fazla temastan kaçınan ve gününü yalnız geçirmeyi tercih eden biri. Bu hareketsiz yaşamında bir arayış içindedir. Kitapla ilgili incelemem: kitapokurum.blogspot.com/2018/11/jean-ph...
Banyo
BanyoJean Philippe Toussaint · Ayrıntı Yayınları · 199035 okunma
Toussaint
Özgürlüğümüze kavuşmak için tehlikelerle yüzleşmeyi öğrendik.Onu elimizde tutmak için ölmeyi de öğrenebiliriz.
Sayfa 394Kitabı okudu
Reklam
Toussaint
İnsan Hakları'na doğada bir rengin diğerine üstün olduğunu düşünemeyecek kadar çok inanıyorum.Bir insanı sadece insan olarak görüyorum.
Sayfa 395Kitabı okudu
Kalbinde bir türlü gevşemeyen, her gün daha da artan bir sıkıntı duyuyordu. Artık mevsim kış mı yoksa yaz mı, hava güneşli mi yoksa yağmurlu mu, kuşlar ötüyor mu yoksa ötmüyor mu, yıldız çiçeklerinin mi vakıa lir yoksa güneşgözlerinin mi, Lüksemburg Bahçesi mi daha güzeldi yoksa Tuileries bahçesi mi, çamaşırcının getirdiği çamaşırlar fazla mı kolalanmıştı yoksa az mı, Toussaint “alışverişini” iyi mi yapmıştı yoksa kötü mü, hiçbir şey bilmiyordu. Dalgın, sıkıntılı, dikkati tek bir noktada toplanmış olarak, içinde bir hayaletin görünüp kaybolduğu karanlık, derin bir meydana bakar gibi bakışları belirsiz ve sabit öylece duruyordu.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bana öyle geliyordu ki düşünce kendi hareketinin farkında olmayan, gelişip olgunlaşması için ve sonunda devinimsiz ve oynak bir noktaya doğru gizemli bir biçimde yönelen olağanüstü ve sayısız açılımla bir arada oluşunu doğallıkla sürdürmesi için rahat bırakmamız gereken bir akıştır.
"....oturmuş günün doğuşuna bakıyor ve kaçıp giden lütfunu düşünerek yalnızca şu anı, yaşadığım anı düşünüyordum;canlı bir kelebeğin bedenine bir iğnenin, ucundan batırılıp öylece bırakılması gibi."
153 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.