Elizabeth küçük düşmüştü, acı çekiyordu; tövbe ediyordu, neye olduğunu bilmese de. Onun sevgisini kıskanıyordu, sevgisini hissetmeyi artık umut edemese de. Ondan haber almak istiyordu, ona ulaşmanın hiçbir imkânı olmadığı halde. Onunla mutlu olabileceğine inanıyordu, artık bir araya gelmeleri imkânsız göründüğü halde.
Sayfa 314
Hak’tan gâfil olarak yapılan hiçbir şeyde hayır yoktur.Böyle gâfil bir gönlün kıldığı namaz ruhsuz, verdiği sadaka boş, ettiği dua karşılıksız, yaptığı tövbe de tövbeye muhtaçtır.
Sayfa 78 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mevlana Mesnevi Eserinde Şöyle Bir Hikaye Aktarır:
Küçük bir fare büyük bir devenin yularından tutmuş, kurula kurula gidiyordu. Deve, kendi huyu, uysal tabiatı yüzünden, onunla yol alıp giderken fare, kendi küçüklüğünü göremeden: ''Meğer ben ne müthiş bir pehlivanmışım, develeri sürükleyebilecek bir yiğitmişim!" diye böbürleniyordu. Gide gide bir nehrin kenarına geldiler. Nehri
Sayfa 46 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Allah'ın affetmesini dileyerek ve Allah'ın rahmetini umarak günah işlemeye devam etmek de nefsin bir hastalığıdır. Bu ruh hâlinden kurtulmanın çaresi şudur: Kul iyi bilmeli ki Allah ancak günahında ısrar etmeyeni bağışlar. Nitekim O'nun bu noktadaki hükmü kesin ve apaçıktır: Onlar bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tövbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler. Âl-i İmrân, 3/135.
➤Müslüman gençler! Bugün sorunumuz, namazsızlık, sakalsızlık, başörtüsüzlük değil, namazlı, sakallı, başörtülü Müslümanlarda örnek şahsiyet olabilme sorunudur. Bugün sorunumuz Müslüman kıtlığı değil; sıkışınca yalan söyleyebilen, kafası bozulunca küfür edebilen, dara düşünce faiz yiyebilen, ilk fırsatta kul hakkına girebilen, iftira atabilen, yeri gelince harama bakabilen, eminliğini kaybeden Müslüman bolluğudur. ➤İstediğin kadar yaşa öleceksin. İstediğin kimseyi sev sonunda ayrılacaksın, istediğin şeyi yap sonunda karşılığını göreceksin. Şunu muhakkak bil ki Mü'minin şerefi gece ibadete kalkmasıdır, izzeti Allah'ın kendisine verdiği kanaat edip, insanlardan bir şey beklememesidir. ➤Zafer arıyorsan; bil ki, sabah namazını cemaatle kılmak zaferdir. Gözünü haramdan, dilini gıybetten korumak zaferdir. Günlük Kur'an'la buluşmak, Allah'ı zikretmek zaferdir. Günahlar için tövbe edebilmek zaferdir. Değerlerinden taviz vermemek zaferdir. Unutma! bireysel zaferleri kazanmadan toplumsal zaferlere ulaşılmaz. ➤Düşün! büyük bir fırtınanın ortasındasın. Gecenin, okyanusun ve balığın karnının karanlığındasın. Yunus Aleyhisselam gibi 3 karanlığın tam ortasındasın. Tam bir imkansızlık imtihanındasın. Hiç bir teknolojinin seni çıkaramayacağı bir derinlikte, belki de hiç bir kulun başına gelemeyecek bir imtihandasın. Kim kurtarabilir seni? Sesini kim duyabilir? Kime yalvaracaksın? Seni tüm fırtınadan kurtarıp, balığın karnından bile sağ selamet karaya çıkaracak Rabbin var Senin! Aç ellerini, derdini, Rabbi'ne söyle. Duaya sarıl!
MGV YAYINLARI
Benim bir şeyhim vardı, gündüzki söz ve fiillerini bir kağıda yazardı; gece o sayfayı önüne koyarak orada yazılı her fiil, hareket ve sözden ötürü kendi nefsini hesaba çekerdi. Yâni söz ve fiiller istiğfarı gerektiriyorsa af ve mağfiret istiyor, tövbeyi gerektiriyorsa tövbe ediyor, hamd ve şükrü gerektiriyorsa hamd ve şükürlerde bulunuyordu. Bense şeyhimden fazla olarak her gün hatırımdan geçenleri de kaydediyor, yazıyorum.
Sayfa 25 - DirilişKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.