O anlattıkça ben kahroluyorum. Gençlik, toyluk, cehalet, delilik... Neler yapmışım ben meğer! Ne acılar çektirmişim insanlara... Hem de bile bile, kanatmak, acıtmak için.
Sayfa 151Kitabı okudu
"Bir Tanrının ya da hakikatin ya da gerçekliğin -ya da her ne derseniz- olup olmadığı sorusu kitaplar, rahipler, filozoflar ya da kurtarıcılar tarafından asla cevaplanamaz. Sizden başka hiç kimse ve hiçbir şey bu soruyu cevaplayamaz, işte bu yüzden kendinizi tanımanız gereklidir. Toyluk ancak kendinden tamamen bihaber olmaktan doğar. Kendini anlamak bilgeliğin başlangıcıdır."
Reklam
Ya biz, Binde bir karşımıza çıkan dostluk, Arkadaşlık, Sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz? Akşamüstünün bir saatinde, Yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, Omzumuza dolanan bir kolun, Başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun, Belimizi kavrayan bir elin, Uzun yollara dayanıklı aşkların sahibi karşımıza
Karşımıza erken çıkmış insanları yolun dışına sürerken; bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize. Tersine çoğu kez zalimdir. Her zaman aynı fırsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir, hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla kalırız bir gün... Bir akşamüstü yanımızda kimsecikler olmaz; ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir... Murathan Mungan
"Bir Tanrının ya da hakikatin ya da gerçekliğin -ya da her ne derseniz- olup olmadığı sorusu kitaplar, rahipler, filozoflar ya da kurtarıcılar tarafından asla cevaplanamaz. Sizden başka hiç kimse ve hiçbir şey bu soruyu cevaplayamaz, işte bu yüzden kendinizi tanımanız gereklidir. Toyluk ancak kendinden tamamen bihaber olmaktan doğar. Kendini anlamak bilgeliğin başlangıcıdır."
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Gecü ile meslektaşız. Ve kendisi gibi ben de akademisyenlik yolunda ilerlemek istiyorum. Yaş olarak aramızda da çok fark yok. Bütün bunlar, Gecü'nün cümleleri ile birleşince kendimi okuyormuşum gibi hissettiğimi söylemem yanlış olmaz. Çok samimi, çok tanıdık bir anlatımı vardı. Söylenmişler tekrar edilmiş ama kendi adına. Küçük oyunlar oynamış kelimelerle ama bir mahçuplukla. Biraz burukluk var içinde. Bazı bazı güldürdü bile. Biraz toyluk var, bir de şiirleri daha iyiymiş sanırım. Okuyup onu da göreceğiz. Sondaki hikayeleri ise pek beğenmedim. Selim Işık, Antoine Roquentin ve Sünepe. Hepsini arka arkaya tanıdım. Hepsini ayrı ayrı yerleştirdim göğsüme.
Sünepe
SünepeRıdvan Gecü · Tekin Yayınevi · 201410 okunma
Reklam
760 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.