Gün oldu
Gözlerime çiviler çakıldı merhametsiz.
Toz toz oldum, duman duman oldum
Aldığını geri vermedi yıllar
Yitirdim kendimi bu rezil şehirde
Seni buluncaya kadar.
Antreye adımını atar atmaz uzun zamandan sonra evine geri dönenleri sarıp sarmalayan o hissiyle doldu içi. Alışageldiğimiz mekanları onlara sürekli baktığımız için sonunda görmez oluruz. Alışkanlığın tozuyla kaplanır üstleri. Bu toz kalkmıştı işte. Her şey daha net görünüyordu sanki şimdi; tıpkı çekildiği ilk günkü renklerine ve kontrastına yeniden kavuşan bir fotoğraf gibi.
Bana göre " saygı görmek", her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten biri beni görene, yüzümü bir avuç toz hâline getirip beni ölümden beter bir utanca mahkum edene kadar herkesi mükemmele yakın bir hileyle kandırmak anlamına geliyordu.
insanlar bir acayip, diye düşündü altı buçuk. yerin üstündeki dünyalarında toz toprakla durmadan mücadele ediyor ama öldükten sonra bile isteye kendilerini toz toprağa gömüyorlardı.
"Aşk belki de hayatın can sıkan gerçeklerinin üzerine serdiğimiz toz pembe bir örtü. Örtüyü kaldırıp ucundan baktığımızda, çırılçıplak insanlığımızı görüp, gerçeklerden hızla kaçmayı tercih ediyoruz..."