Ama o bizim, önünü gecekonduların kapattığı evimizde bir gece bile oturamam. Hiç düşündünüz mü? Ölen bir insanı gerçekten bir kez daha görebilir misiniz? Ölen bir okula gidebilir misiniz? Ölen bir evde uyuyabilir misiniz? O yıllar öldü. O yılları bize öldürecek biçimde yaşattılar.
Sayfa 24 - YKY
Zenginliği gösterişte aramayın..
Sabırsız Yürek ... 20'li yaşlarda eksper olarak çalışıyordu bile.. Yorulmak bilmez kişiliğiyle bunun dışında daha yüzlerce küçük işi de kovalıyordu. Galiçya da genellikle komisyoncu diye adlandırılan türde her işi yapan her şeyi pazarlayan, mal arayanla mal satan arasında köprü kuran biriydi o artık.. Önceleri o herkese gidiyordu.
Reklam
Onunla yatarken, sanki aradan geçen uzun yıllarda ne bir erkek, ne de o büyük acılar var. Dipdiri kalmış bir sevgi, bir istek var yalnız. Yıllar, olaylar beni hiç yıpratmamış, aksine duygularıma yön vermiş. Güzelin, bir insanı sevmenin, bir insanın tenini okşamanın, bir insanla birleşmenin kutsallığını, bu kutsallığın tadına varmayı öğretmiş bana.
Sayfa 64 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kalbim kocaman bir kelebekti Kalbiye Bir elmasın içinde unutulmuş yıllar önce. Pembe bir merhemle doğardı günler Saçlarımı çözerdim, taze elmalar gibi sayardım bedenimi Bahar, simit, salatalık, midye kokardı her yan Dünya artık bir daha hiç Bir okul çıkışı gibi kokmayacak mı? Hayatın Kalbiye, o iri dudaklı çingenenin Ellerini hiç tutamayacak mıyım bir daha? Elmasın çatlarken çıkardığı sesini duyuyor musun Bedenime çarpan incilerin sesini? Bir kadeh içindeki tozu üflüyor Her şeyi bir veba salgını gibi hatırlayarak Bekliyorum beklediğim neyse onu. Zaman Kalbiye, zaman şimdi Kalbimde habire uzayan bir minare
Yarın gidecek uzaklara. Yarın aç kalacak. Her gün aynı. Her gün bir gün. Aynı evlere. Aynı yollara. Aynı kentlere düşen aynı gün. Ben’in çaldığı şarkılar gidiyor.
Güzel Türkiye'nin her zaman bir tutukevi olduğunu, tutukevi olarak kalacağını düşündüm. Bizler içinse, yani gerçekten tutuklu, ya da kendi seçmeleriyle tutuklu olmuş olanlar içinse, hiçbir yerde kurtuluş olmadığını. Oradaki uzun yaşamamız bitmeyen bir kavga gibi gelmiştir bana. Orada uzun yıllar, neredeyse otuz yıl, hiç huzur bulamadığımı düşündüm. Gürültünün, müziğin, komşu kavgalarının ne kadar acı verici olduğunu, yıllar boyu beni ezdiğini düşündüm. Ben Anadolu'dan Grunewald'a kadar gelmek zorundaymışım meğer sessizliği algılamak için. Ayağımın altında hışırdayan yaprak seslerini duyabilmek için.
Reklam
1.000 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.