448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak
Osmanlı Padişahları
Osmanlı PadişahlarıAhmet Seyrek · Tulpar · 201530 okunma
390 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap güzel mi güzel ancak kitabın başında bir yerde bana göre bir hata var. Yazılana göre Fatıh Sultan Mehmet torunu Selim'i kucağına almış nasihat ediyor. Ertesi gün Trabzon'u almaya gideceğini söylüyor. Tamam ama bu olay yaşanmış ise yıl 1473-1474 falan olmalı çünkü Selim'in doğum yılı 1470. İyi de Trabzon'un fethi 1461. Yanı Fatih'in Selim'e böyle birşey söylemesi saçma çünkü zaten Trabzon Selim doğmadan önce fethedilmiş. Ben böyle hatalara takiliyorum. Bunun dışında kitap okunabilir bi kitap
Şah ve Sultan
Şah ve Sultanİskender Pala · Kapı Yayınları · 202332,4bin okunma
Reklam
Pera'dan Beyoğluna...
Siyaset ve diplomasinin yanı sıra Osmanlılar ile Avrupalılar arasındaki ticari, kültürel ve sanatsal ilişkilerin önemli merkezlerinden biri de Pera'dır. Cenevizlilerin 13.yüzyıldan itibaren yerleştiği Pera semti,İstanbul'un göbeğinde adeta küçük bir İtalyan kolonisiydi. Galata kulesi, taştan evleri, kiliseleri ile Pera ve sakinleri, İstanbul'un fethi sırasında tarafsız kalmış ve gelişmelere göre tavır almıştır. Pera, fetihten sonra da müstakil kimliğini muhafaza etmiş ve İstanbul'daki küçük Avrupa olarak var olmaya devam etmiştir. Osmanlı'nın klasik ve güçlü dönemlerinde bir 'casusluk ve günah' yeri olarak görülen semt kendine özgü Avrupai mimarisi, kozmopolit yapısı ve 'sosyete' kimliğiyle Pera cumhuriyet döneminde de kendine has özelliklerini muhafaza etmiştir. Yunanca 'karşı yaka' anlamına gelen 'pera' kelimesi, bugün İstanbul'da Beyoğlu olarak bildiğimiz semtin eski adıdır. Beyoğlu ismi; Fatih zamanında Müslüman olan Trabzon İmparatorluğu Prensi Aleksios Komnenos,İstanbul'un bu bölgesine yerleştikten sonra prens yahut beylik sıfatına atfen Beyoğlu ismi kullanılmaya başlamıştır. Bir diğer rivayete göre ise Venedik elçisi olarak görev yapan Andreas Gritti'nin oğlu Alvise Gritti, Pera'da muhteşem bir konakta oturur. İyi derecede İtalyanca, Yunanca ve Türkçe konuşan Gritti,babasının yolundan giderek İstanbul'un önde gelen siyaset ve tüccarlarıyla yakın ilişkiler kurar.Hatta bir gün, bütün İstanbul halkını hayretlere düşüren bir hadise yaşanır ve Kanuni Sultan Süleyman, Gritti'nin babası Venedik doçu seçilince, kendisine 'Beyoğlu' denir. ve Beyoğlu semtinin adı ortaya çıkmış olur.
Sayfa 224Kitabı okudu
Trabzon'un Fethi,tarih bakımından büyük önem taşımaktadır.Bu fetihle, Bizans'ın son kalıntısı da Anadolu'dan temizlenmiş ve bu cografyada tek otorite altında toplanma gerçekleşmistir.
Sayfa 178 - Tutku yayıneviKitabı okudu
Trabzon'un Fethi
Fetihten sonra Fatih,Trabzon'da hisar ve sarayı gezdikten sonra,ilk cuma namazını Saint Eugenius kilisesinde kıldırdı.Sonra burası "Yeni Cuma" adıyla camiye cevrildi.
Sayfa 178 - TutkuKitabı okudu
Vaktiyle bir Atsız varmış var olsun
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ HAYATI 12 Ocak 1905 - 11 Aralık 1975 Hüseyin Nihal Atsız Bey'in babası, Gümüşhane ilinin Dorul ilçesinin Midi köyünden 'Çiftçioğulları' ailesine mensup (Deniz Makina Önyüzbaşısı) Hüseyin Ağa´nın oğlu (Deniz Güverte Binbaşı) Mehmet Nail Bey olup; annesi ise, Trabzon'un kadıoğulları ailesinden (Deniz Yarbayı) Osman Fevzi Bey´in
Reklam
Sare Hatun;
A Sultanım! Trabzon nedir ki savaş meydanlarının şehsuvarı attan inerek yaya yürüsün ve yorulsun? Fatih Sultan ona derin derin bakıp; "Bizim buralara gelişten maksadımız kale fethetmek ve servet kazanmak değildir. Buraları müslümanlara açmak, vatan yapmaktır..
Gençlik
1967 yılında, Trabzon'un Fethi kutlamaları çerçevesinde Trabzon'da bir konuşma yapan Samiha Ayverdi hanımefendinin ifadeleri... "Gençlik mâsumdur. Onu başıboş ve her türlü koruyucu idrak ve heyecandan mahrum bırakanlar biziz. Binaenaleyh suçlu ve mesul olan da gene biziz."
Trabzon'un ve Doğu Karadeniz'in Fethi..
Sultan Fatih döneminde Trabzon ve Doğu Karadeniz yani Pontus İmparatorluğu ilk defa Türklerin hakimiyetine girdi. Hızlı İslamlaşmaya bakılırsa bu Fetih kabul gördü..
Trabzon-Rum İmparatorluğu 'na Son Verilmesi
İstanbul'un, IV. Haçlı seferinde (1204) Avrupa'dan gelen Latinler tarafından alınması üzerine, Bizanslılar, İstanbul'u terkedip İznik ve Trabzon'da iki ayrı devlet kurmuşlardı. Trabzon'daki Rum împaratorluğu'nun başında İstanbul'un fethi sırasında David Komnenos bulunuyordu. Sınırları, Karadeniz Ereğlisi'nden Batum'a kadar uzanmaktaydı. Ayrıca, İmparator Komnenos, bölgedeki güçlü ülkelerden biri olan Akkoyunlularla da iyi ilişkiler içinde idi. Kızını Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasana vermişti. 1458 yılında İmparator Komnenos Osmanlı Devleti'ne önceden beri verdiği yıllık üç bin altın vergiyi vermedi. Osmanlılara bağlılıktan da ayrıldığını bildirdi. Bunun üzerine Trabzon üzerine bir sefer düzenleyen Fatih Sultan Mehmet 1461 yılında bu devlete de son verdi.
Reklam
İstanbul’un Fethi (1453) İstanbul’ un fethinde; İstanbul’a hakim olan Bizans’ın Osmanlı toprak bütünlüğünü bozması Bizans İmparatorluğu’nun Anadolu beyliklerini kışkırtması ve Osmanlı yönetimine karşı ayaklanan şehzadeleri desteklemesi Bizans’ın Hristiyan dünyasını kışkırtarak Haçlı Seferlerine neden olması İstanbul’un kara ve deniz ticareti
Trabzon'un Fethi
Faith'in hedefi şimdi Trabzon olarak görünüyordu. Zira Bizans'la ilgili hemen her teşekkülü ortadan kaldırmayı düşünen padişahın,Anadolu'nun kuzey kıyısındaki bir imparatorluğa uzun müddet hayat hakkı tanıması mümkün değildi. Hem de bu imparatorluk Bizans entrikalarını aratmayacak faaliyetlerin içinde bulunuyorsa...
Sayfa 200 - TimaşKitabı okudu
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.