Komedyalarda insanlar istediklerinin bir kısmını elde eder ama tragedyalarda insanlar istemenin bir işe yaramadığını keşfeder ve olay örgüsü çözüldükçe istediklerini sandıkları şeyin giderek daha azına erişirler. İşin aslı, hem iste­dikleri şey hem de isteklerine ulaşmaya çalışma yöntemleri bir tahribata yol açar; nihayetinde de trajik kahraman olarak adlan­dırılan karakterin ve tabii ki onun düşmanlarının ve yandaşları­nın yıkımına sebep olur.
Ahh Salih, gerçek kahraman ♡
Mahvolmuş, çürümüş, bitmiş, savaşın batağına batmış bir beden ve tıpkı o beden gibi bir ruh. Salih esaretten öyle dönmüştü işte. Sadece tiksinmişlerdi ondan, tiksinmiş, geri itmişlerdi. En ağır sözler söylenmemiş miydi onun için? … Ama Salih, tam da ona ikinci bir doğum ihsan etmiş gibi, kelimenin bütün gücüyle, bir kahraman da şimdi … Kısacası, Salih trajik bir iç mücadelesini, görgüsüzlüğüne, bilgisizliğine, düşünce yetersizliğine rağmen tek başına ve şahane bir kahramanlıkla sürdürmüş, sonra zafere ulaştırmayı başarmıştı. Eli öpülecek adam, Salih değil de kimdi?
Sayfa 356Kitabı okudu
Reklam
Aylak Adam, yeraltından notları yazan insanın benzersiz bir anlatısıdır. Anlatının kahramanı, gizli polisin, İstanbul'un boğuntulu sokaklarında izlediği bir üniversiteli olabilir. Anlatıdaki siyasi tuşlamalar, tek parti diktatörlüğünün azgınlaştığı dönemlerle bağlantılıdır. Bu kahraman, kurtuluşu mutlak aşkta, modern genç bir kadının bağlantısında aramaktadır. Ama ikide bir karşılaştığı boşlukla başarısızlıktır. Anlatı, bütünüyle modernizm ile gelenek arasında yırtılmış genç bir aydının trajedisini yansıtır. Bu trajik bugün için de günceldir.
Sayfa 148 - Türk Edebiyatı'nda yeraltıKitabı okudu
"TRAGEDYALAR istediklerini elde edemeyen insanların hikâyeleridir, ama istediklerini elde edemeyen insanlarla ilgili her hikâye trajik bir görünüm taşımaz. Komedyalarda insanlar istediklerinin bir kısmını elde eder ama tragedyalarda insanlar istemenin bir işe yaramadığını keşfeder ve olay örgüsü çözüldükçe istediklerini sandıkları şeyin giderek daha azına erişirler. İşin aslı, hem istedikleri şey hem de isteklerine ulaşmaya çalışma yöntemleri bir tahribata yol açar; nihayetinde de trajik kahraman olarak adlandırılan karakterin ve tabii ki onun düşmanlarının ve yandaşlarının yıkımına sebep olur. Adına ister hırs, ister aşk veya hakikat arayışı densin, en basit şekliyle belirtmek gerekirse tragedyalar, herhangi bir şeyi (bir kralı tahtından etmeyi, babanın intikamını almayı, gözde kız evladın sevgisini dile getirmesini) arzulamasının acı sonunu gözler önüne serer." -Adam Phillips, Kaçırdıklarımız, Metis Yayınları, syf: 11
Her sanat eseri bizde varlığın sahip olduğu en canlı, en sorgulayıcı, en özgür şeyi uyandırır. Acılarımız şiddetlenir. Hayatımızın senaryosunu yeniden yazmak isteriz. Varoluşta bizi yarın ölecekmiş gibi yaşatacak saçma bir dram eksikmiş gibi görünüyor. Yarın ölmüş olacağız. Kimse bunun farkında değil. Sinema bunun farkındalığını ortaya koyuyor. Kahraman olacak vaktimiz hâlâ olmadı. Hoşnut edecek çok insan var etrafımızda. Ama bir an gelir kendimizi bile tatmin edemez oluruz ve işte o zaman ölüm trajik bir hal alır.
Sayfa 64 - Sel Yayıncılık, 4. Baskı: Temmuz 2019
Tragedya kahramanının acı çekmesi gerekiyordu; bugün de hâlâ bir tragedyanın en önemli özelliği budur. Kahraman “trajik suç” denen bir suç işler ve suçun mahiyetinin ne olduğu her zaman kolayca anlaşılmaz; genellikle, sıradan insanın hayatındaki suçlardan değildir. Çoğu zaman bir tanrının ya da insanın otoritesine karşı işlenmiş bir suçtur bu ve koro kahramana sempati duygularıyla eşlik eder, onu dizginlemeye, uyarmaya çalışır, temkinli olmaya davet eder ve kahraman gözü kara girişimi yüzünden hak ettiği cezayı bulunca da onun için ağıt yakar.
Sayfa 167 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
229 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.