192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Alberto Manguel, Efsanevi Yaratıklar kitabında yüzyıllardır tanınan hayali karakterlerin farkına varamadığımız yönlerini bize sunuyor. Yazar Doğu ve Batı kültürünün tam 37 karakterini şahsi okumaları üzerinden yorumluyor. Efsanevi Yaratıklar kitabı geniş kapsamlı bir kitap olduğu için okumaya karar verdiğinizde içinde yer alan karakterlerin büyük
Efsanevi Yaratıklar
Efsanevi YaratıklarAlberto Manguel · Yapı Kredi Yayınları · 2020136 okunma
Bu nedenle İbrahim'in öyküsü etiğin bir teleolojik askıya alınmasını içerir. O, tekil bir birey olarak, evrenselden daha yüce hale gelmiştir. Bu paradoksa aracılık edilemez. Bu nok­taya nasıl çıktığı, bu noktada nasıl kaldığı kadar açıklana- mazdır. Eğer bu olmasaydı o zaman İbrahim trajik bir kahra­man bile değil, bir katil olacaktı. Onu imanın babası olarak adlandırmaya devam etmeyi istemek, yalnızca sözcüklerle ilgilenenlere bundan bahsetmek düşüncesizliktir.
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
Kapıların Dışında
………..…………………………………………………………… 1921'de Hamburg'da doğan Wolfgang Borchert, 1941'de Rus Cephesi'ne gönderildi. Yaralı ve hasta olarak geri döndü ve kendini yaralama ve yıkıcı faaliyetler için hastane, cephe ve hapishane arasındaki savaşı geçirir. 1946 sonbaharında, bir haftada onu savaş sonrası Alman döneminin ilk ünlü yazarı
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,4bin okunma
benim görevim benim arzumdur. o zaman burada arzu ve görev bir­ biriyle uyuşmaktadır. eğer yaşamda benim arzum görevimle çakışıyorsa ne mutlu bana ve aksine insanların büyük bir kısmının yaşamdaki, büyük bir istekle kendi arzuları haline dönüştürdükleri görevleri, tam olarak yüküm­lülüklerinin gerisinde kalmaktır. trajik kahraman bu görevini yerine ge­tirmek için arzusunu terk etmektedir.
Sayfa 132Kitabı okudu
trajik kahraman evrenseli ifade eder ve onun için kendisini feda eder.
Sayfa 135Kitabı okudu
Alışkanlıkların, topluma uyma zorunluluğunun, aynı savunma mekanizmalarının hiç durmadan tekrarlanmasının ağırlığından kurtulacağımızı hayal ederiz. O zaman en saçma soruyla karşılaşıveririz, neyi savunacağız ki? Buna cevap verebilmek için sanırım ölüm döşeğinde olmak gerekiyor. Savunacak, peşinden gidecek hiçbir şey yok, bütün hayallerimizi terk ettik. Uygunluk ve benzerlik içerisinde yaşadık. Rahattan başka hiçbir şey aramadık ve bu tatsız tutsuz arayışta sevinci, mutluluğu kaçırdık. Her sanat eseri bizde varlığın sahip olduğu en canlı, en sorgulayıcı, en özgür şeyi uyandırır. Acılarımız şiddetlenir. Hayatımızın senaryosunu yeniden yazmak isteriz. Varoluşta bizi yarın ölecekmiş gibi yaşatacak saçma bir dram eksikmiş gibi görünüyor. Yarın ölmüş olacağız. Kimse bunun farkında değil. Sinema bunun farkındalığını ortaya koyuyor. Kahraman olacak vaktimiz hâlâ olmadı. Hoşnut edecek çok insan var etrafımızda. Ama bir an gelir kendimizi bile tatmin edemez oluruz ve işte o zaman ölüm trajik bir hal alır.
Sayfa 64 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
443 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.