Ne kitaptın beee…
Söze böyle başlıyorum çünkü bitirdiğim ve onunla beraber bittiğim bir kitaptı Kefen. Günümüz yaralarını ele almakla beraber toplumsal konulara da değinmişti yazarlar. Açlık, sefalet, cinsel istismar, yoksulluk, bitmek bilmeyen algılar, leş gibi bakış açıları.
Lübnan’da sokak çocuklarının eziyetiyle başlıyor kitap.
Freud hastalardan divana uzanmalarını istemeye son derece sıradan bir nedenden dolayı başlamıştı: Sürekli kendisine bakılmasından yoruluyordu. Bu uygulamaya geçmesinden kısa bir zaman sonra da, böyle bir uygulamanın, hastanın bakışlarından kurtulmanın ötesinde, hiç öngörmediği yararları bulunduğunu fark etti. Sırt üstü duruş bireyleri rahatlatıyor ve daha akışkan bir bilinç durumunu doğuruyordu (bugün bu durum, sınırlı düzeyde hipnozda ve transandantal meditasyonda ortaya çıkarılanla karşılaştırılabilecek türde, hafif bir trans durumu olarak görülüyor [Edelstein, 1981]); bu duruş, ayrıca, aktarım tepkilerine dikkati çekiyor ve bunların açık şekilde görülmesini sağlıyordu.
Cinsiyet Belası, son zamanlarda feminizm ve toplumsal cinsiyet araştırmalarını içeren okumalarımın içinde kendini akademik dille belli eden eserlerden bir tanesi oldu. Butler'i ilk kez tanıdığım bu eser bana birçok kazanıma ve kendimce kimi farkındalıklara ulaşmamı sağladı. Feminizm ve toplumsal cinsiyet araştırmaları son 50 yıla nazaran çok daha
Okuduğum dördüncü Coelho kitabı ve beğenmediğim dördüncü Coelho kitabı. Helal olsun adam istikrarla hiçbir kitabını sevdirtmiyor bana :)
Roman diye başladığım bu kitap ilerleyen sayfalarda kendisini kişisel gelişim saçmalığına bıraktı. Neydim ne oldum temalı bu kitabın kendiside yaşadığın şokun etkisinden çıkamamıştır büyük ihtimalle... Bir süre