Gün gelip de savaş biterse ne yaparım, diye bir düşünmeyi deniyor… şey yapacak… şey yapacak… ama üzerinden geçip kurtulamadığı bir duvar var burada, kapkara bir duvar. Hiçbir şey düşünemiyor. Kuşkusuz, cümleyi sonuna kadar düşünmeye zorlayabilir kendini: Okuyacağım… herhangi bir yerde bir odam olur… kitaplar… sigaralar… fakülteye devam ederim… müzik… şiir… çiçekler. Ama kendini cümleyi sonuna kadar düşünmeye zorlasa da bunun olamayacağını biliyor. Bütün bunlar olamayacak.Düş değil bunlar,bunlar ağırlığı olmayan ,kansız,insansı hiçbir cevheri olmayan soluk düşünceler. Geleceğin yüzü yok artık, gelecek herhangi bir yerden kesilip atılmış, bunu düşünüp durdukça o yakina ne kadar yakin oldugunu daha iyi anlıyor. "Yakında" ölecegim; bir yılla bir saniye arasında kesinleşecek bir gerçek bu. Artık düş kurmaya yer yok.
Trenin Tam Saatiydi, Heinrich Böll