Ne zor ne korkunç bir iş bu vakit öldürmek; ufkun ardında göze görünmeksizin hızla dönüp duran şu saniye göstergesi yok mu, onun durmadan koşmaya devam ettiğini, amansızca koşup durduğunu bilmek yok mu?...
Başkasının istediği bir şey çoğu kimsenin gözünde birden büyük değer kazanır. Bir iki saniye sonra fırlatıp atacakları şey onlara çok değerli, elden çıkarılmaz bir şey gibi gelir, başkası aynı şeyi almak, kullanmak isteyince.
Reklam
Ölmeye niyetim yok, ölmek istemiyorum ama işin kötü tarafıda şu ki öleceğim.. yakında... Yakinda...
Burada yalnız başına, şimdi herşey yanı başında. Yalnız başına olamadığı zamanlar hiçbir şey yanında olmuyor..
Belki de onu hiç tanımamalıydım. Bir sokağın köşesini dönerken üzerindeki giysinin kenarını görmek uğruna adam öldürebilirdim. Onunla ilgili gerçek bir şey, yalnızca gerçek bir şey için...
Belki de onu hiç tanımamalıydım. Bir sokağın köşesini dönerken üzerindeki giysinin kenarını görmek uğruna adam öldürebilirdim. Onunla ilgili gerçek bir şey, yalnızca gerçek bir şey için...
Reklam
Seninle göklerin yedinci katında dans edebilirim, aşkın yedinci kat göğünde...
Evet, diyor Olina kendi kendine, demek böyle. Başka bir kadını seviyor. Titreyip ellerini kasıyor, gözlerini kapatıyor işte, ona acı verdim, insan en büyük acıyı sevdiklerine tattırırmış, sevmenin yasası bu.
Sayfa 113
"Ne zor ne korkunç bir iş bu vakit öldürmek; ufkun ardında göze görünmeksizin hızla dönüp duran şu saniye göstergesi yok mu, onun durmadan koşmaya devam ettiğini, amansızca koşup durduğunu bilmek yok mu?..."
Sayfa 21
Bu "yakında", geleceği sıkıştırıp eziyor, onu küçültüyor, kesin bir şey yok, hiçbir şey yok kesin olan, tam bir güvensizlik. Hem hiçbir şey değil hem de her şey "yakında". "Yakında" her şey, "yakında" ölüm.
Sayfa 12 - Can Yayınları
Reklam
... yalnız kalmak güzel şey. İnsan tek başına olunca o kadar yalnız olmuyor.
Sayfa 51 - Can Yayınları
... nasıl oldu da delirmedik bilmiyorum.
Sayfa 55 - Can Yayınları
Sevinç çok şeyi silip götürür; acı çok şeyi nasıl silip süpürürse öyle...
Sayfa 83 - Can Yayınları
İçlerindeki tutsakların fabrikaya gitmek için hazırlığa giriştikleri yoksul evlere bakmak feci bir şey. Evin yanında ev, evin yanında ev, ortalık acı çeken, gülen insanlarla, yiyen, içen, yeni insanlar yetiştiren insanlarla dolu, belki de yarın ölecek insanlar her yerde. Ortalıkta insan kaynıyor. Yaşlı kadınlar, çocuklar, erkekler, erler de var. Erler herhangi bir pencerenin önündeler, biri şurada, öbürü orda hepsi de trene ne zaman bineceklerini, cehenneme ne zaman geri döneceklerini biliyorlar...
960 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.