1* Atatürk'ün hayatındaki en zoru günü 26 Ağustos 1922'dir çünkü bu tarih Türklerin Anadolu'daki son bağımsız günü olabilirdi. Atatürk de bunun bilincindeydi. Devlet 1911'den beri tam 11 yıldır savaştadır. Tükenmek üzeredir. Atımlık tek barutu kalmıştır.
2* Atatürk 1921'de Sakarya Savaşı'nı kazandı fakat ordunun önemli bir kısmı firar etti.
Şu kopan fırtına...
26 Ağustos 1922
Soğuk Afyon gecesinin sessizliğini Mustafa Kemal Paşa'nın kendinden ve ordusundan emin sesi bozar;
"Allah Türk milletini ve ordusunu sıyanet edecektir!"
Saat 04:30'a doğru muharebe idare yerine önce Başkomutan flaması dikilir. Ardından onun etrafını ordu ve kolordu flamaları çevirir. Saat 05:00'te Başkomutan tarassut dürbününün başına geçer.
Ve sakin, soğuk Afyon tepeleri o anda sarsılmaya başlar.
15. Tümen cephesinden 150 mm'lik bir obüs seher sessizliğini bozar!
Trikupis'i günlerdir uykusuz bırakan, bir milletinse hasretle beklediği fırtına kopmaktadır.
Bu kopan fırtına, Türk ordusudur..!*
*Yahya Kemal Beyatlı'nın 26 Ağustos 1922 adlı dörtlüğünden alınmıştır.
Sayfa 210Kitabı okudu
Kilittepe'yle Dikmenbaba Tepesi arasında mevzilenmiş 57nci Tümen'in 75 mm'lik sahra bataryaları üç buçuk senelik kan ve gözyaşının, yakılıp yıkılan yüzlerce köyün, katledilen binlerce köylünün hesabını sormaktadır.
Gün artık merhamet günü değildir.
Trikupis'in kolordusu için cehennemin kapısı açılmıştır.
Sayfa 49Kitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu ve Mısır gibi Yunanistan da 1880'ler de gereksiz harcamalar yaptı ve sonrasını düşünmeden borçlandı. Özellikle de Fransız bir eşcinselin ısrarları sonucunda düzenlenen Olimpiyat Oyunları için haddinden fazla borçlandı. Fakat tüm bu borçlara rağmen zorlu arazilerde ve çetin iklim koşullarında demir yolları inşa etti. Korint Körfezi üzerinde köprüler kurdu. Tüm bu inşa faaliyetlerinin dayanak noktası, vergileri ödeyemeyen ve yeni altyapı faaliyetlerinden yararlanamayan fakir köylü sınıfıydı. Askeri harcamalarda anlamsız bir israf hakimdi. Ayrıca Girit için 1897'de Osmanlı'ya karşı girişilen savaş da kaybedilmişti. Yunan bonoları değer kaybetmiş, Uluslararası Mali Komisyon denetim için Yunanistan'a gelmişti. Daha sonra başbakan olacak olan Harilaos Trikupis parlamentoda iflas ettiklerini itiraf etti. Uluslararası Komisyon, Düyun-u Umumiye'ye benzer bir kurum oluşturdu. Bu kurum, tütün başta olmak üzere çeşitli devlet tekelleri ile iskambil kağıdı ve Nakşa Adası'ndan gelen köpekler için tırnak törpüsü gibi muhtelif ürünlerden vergi topladı. Yabancıların elinde olan bu mali kontrol, 1978'e kadar devam etti. Bu durum, uluslararası kuruluşların asıl maksatlarını neticelendirdikten sonra bile o ülkelerde kaldığı gerçeğini doğrular niteliktedir (Marshall Planı, OECD olarak varlığını devam ettiriyor).
Sayfa 181 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
General Trikupis & HatıralarımNikolaos Trikupis · Kitapçılık Ticaret Limited Şirketi Yayınları · 196713 okunma
Genaralim dedim , Nasıl olduda Ankara'nın kapılarına kadar geldikten sonra savaşı kaybettiniz Trikupis bir süre düşündükten sonra :
Bizim Anadolu da işimiz neydi dedi, Bizim menfaatimiz Balkanlarda Makedonya da Adalarda olabilir ama Anadolu'dan bize ne, ne diye bizi oralara gönderdiler aradan bunca yıl geçti şimdi insan geçmişi daha iyi görebiliyor çok daha sağlam hükümlere varabiliyor. Şimdi artık itiraf etmekten çekinmiyorum bizim Anadolu savaşında hiçbir menfaatimiz yoktu. Biz yabancı devletlere alet olduk sizden de bizden de bunca insan öldü. Bu kadar şehit verdik sonunda ne oldu işte bugün kardeşiz hata idi Anadolu hareketi hemde muazzam bir hata !
Trikupis Grubu'nun bu son parçasının da esir edilmesiyle 4ncü Kolordu 27 Ağustos günü başladığı işi bitirmiş, Yunan Küçük Asya Ordusu'nun neredeyse üçte birini imha ya da tutsak ederek savaş dışı bırakmıştır. Kolordunun kahraman komutanı Kemalettin Sami (Gökçen) Paşa ertesi sabah bir haftadır dövüştüğü düşmanını misafir edecektir. Ama Paşa bir acı kahve içirmeden önce, Yunan Küçük Asya Ordusu'nun mağlup kumandanına yanmış yıkılmış Uşak sokaklarında, ordusunun katlettiği kadın ve çocukların cansız bedenleri arasında küçük bir gezinti yaptıracaktır. Çünkü Yunan ordusu artık kendi yarattığı cehennemin esiridir.
Sayfa 68 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Yunan Orduları Başkomutanı Hacıanestis'in Hataları
Yunan başkomutanlığı'nın eylemlerindeki aşırı pasifliği not edilmelidir. Başkomutan Hacıanestis cepheden Türklerin taarruz için geniş bir hazırlık yaptığına işaret eden endişe verici raporlar gelmesine rağmen onları karşılamak için gereken tedbirleri almadı. Başkomutanı Hacıanestis cephenin yarılması gerçeğine kayıtsız davrandı. Birliklerinden kopan Hacıanestis, muharebeler sırasında geniş dağ-orman cephelerinde faaliyet gösteren kolordu komutanları ile bir kez bile kişisel temas kurmaya kalkışmadı. Güney cephesi'nde operasyonların yürütülmesi insiyatifini savaşın ilk döneminde 2'nci kolordu komutanının bağlı olmadığı 1'nci kolordu komutanı Trikupis'e verildi. Başlayan harekatın büyüklüğünü hesaba katmayan başkomutan, felaketi ilk gününden itibaren konumun kurtarılmasını emretti ve her ne pahasına olursa olsun karşı hücumun başlangıç zamanını erteleyip cepheyi aralıklı uzun dağ mevzilerinde sağlamlaştırmaya çalıştı. Clausewitz haklı olarak ne taktikte ne de stratejide dağların savunmaya özellikle de uzun dağ mevzilerinde ordu ölçeğinde savunmaya müsait olmadığını belirtiyordu.
Sayfa 110Kitabı okudu
