Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Romanı ve yazarı anlamak 2 noktayı çözmekten geçiyor.
Bunlardan biri yazar nerden beslenmistir?
İkincisi de Yazar bu romanı yazarken neyi dert etmiştir?
Bu iki soru ile gerçek sizi romanın ete kemiğe bürünmesine anlam kazanmasına , önde anlatılanı değil romanın arka planını anlamak, yazılanın ötesine geçmemizi sağlar. Bunun bizdeki hazzı
Sabah iş saatlerinde metroda hep aklıma geliyor bu kitap. Gördüklerimle kitap arasındaki uyum o kadar birbirini tamamlıyor ki. Yine aynı metro yolculuğunda iç dünyam ve gözlemlerim arasındaki ilişki o kadar birbirini tamamlıyor ki. Nasıl olabilir diyorum. Bütün dış dünya bu süreç içerisinde benim yorumumun kopyası gibi devam ediyor diyorum. Daha sonra truman show isimli film aklıma geliyor. yoksa diyorum. bütün bu yaşanılanlar benim için hazırlanmış bir senaryo ve benden başka her şey bir figürden mi ibaret diyorum. Sonra bu yorumun Necip fazıl Kısakürek'e ait olduğunu hatırlıyorum. Sonra ineceğim durağın anonsunu duyuyorum. Hiçbir şey düşünmeden ve gayet mutlu bir şekilde kendi "soma" mı alıp robotik bir şekilde metrodan çıkıyorum. Aynı koltuktan kalkıp aynı adımlarla aynı yolu her gün tekrarlayan diğer insanlar gibi...
419 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar 15 Kasım 1959 tarihinde gerçekleştirilen ve bir aileden 4 kişinin öldürülmesi olayını olabilecek her yönden inceleyerek edebi yönden sağlam bir cinayet romanı ortaya çıkarmış. Yazarın olayla ilgili olarak gazeteci gibi uzun bir süre boyunca olaya taraf olan birçok kişiyle görüşerek romanı oluşturduğu bilgisi verilmektedir.
Yazar romanda cinayetin her yönünü ayrıntılı anlattığı gibi kişilerin psikolojik durumlarını da çok güzel yazıya aktarmış. Ayrıca birçok konudan da bahsetmiş. Bunların başında; çocukların yetiştirilmesinde yapılan yanlışların, bu çocukların büyüdüklerinde suçlu olmalarındaki büyük payından bahsetmiş. Ayrıca idam cezasının uygulanması hususundaki düşündüklerini aktarmış okuyucuya. ABD'de mahkeme sürecinin nasıl işlediği, hukuk sisteminin davaların adil şekilde yürütülmesine ne kadar hassas davrandığını (en azından o yıllarda) da net olarak ifade etmiş yazar.
Gerçek hayattan alınan hikayeleri çok sevmesem de Truman Capote'nin bu kitabını beğendim. Sayfa sayısına bakmayın, okuyun.
Soğukkanlılıkla. Tarihe "nedensiz işlenmiş en acımasız cinayet" olarak geçen olayı Capote, arkadaşı Harper Lee ile yerinde araştırıp kitap haline getirmiş. Dört kişilik Clutter ailesinin acımasız bir cinayete kurban gidişini katiller yakalanana kadar geçen süreçte yaşananları detaylı bir şekilde kaleme almış yazar. Clutter ailesine ne kadar çok üzüldüysem, hastalıklı katillere o kadar sinirlendim. Cinayeti işledikten sonraki pervasızlıkları okuyanı çileden çıkarıcak türde. Çok etkileyici bir anlatım. Sosyal, psikolojik, toplumsal kısacası her yönden incelenip okunması gereken kaliteli bir kitap.
Marshall Planı
İkinci dünya savaşı sonrası dönemde, abd tarafindan avrupa ülkelerine yardımda bulunmak ve bu ülkeleri kisa zamanda geliştirip güçlenmelerini sağlamak amacıyla hazırlanan bir programdir. savaştan sonra avrupa ülkeleri, yikilan ekonomilerini onarmak için yoğun bir çabaya girişmişlerdir. bunun için gerekli olan makine ve donatim ancak abd'den
Biz
Biz kimiz ? Bizi yöneten ya da yönlendiren nedir ?
Kitap bu çerçevede kendimizi daha iyi anlamamıza sebep olacak şekilde, üzerine çok konuşulan ama tam olarak keşfedilememiş beynimizi inceliyor.
Kararlarımızı alırken bilinçli mi yoksa bilinçaltımızın etkisiyle mi karar aldığımızı. Öğrenme/keşfetme aşamasını atlatan beynin otonom hareketleri nasılda güzel yönettiğini.
Bazı sorunlu durumlarda beynin kontrolü ele geçirebildiği ve bu durumlarları, günümüz hukuk sistemi boyutunda "sorumlu tutulabilirlik" başlığı altında incelemiş.
Kitap okuyucusunun aklında pek çok ışık yakabiliyor. Bunun yanında yazarın anlatımında da BİLİM ADAMI kimliğini çok güzel hissedebiliyorsunuz. Bu sizi sakın korkutmasın çünkü yazarın anlatımı, dili okadar sade ve akıcı ki asla sıkılmadan sayfalarca okuyabiliyorsunuz. Tabi burada çevirmenin de hakkını vermeli ve eline sağlık demeliyim.
Ben kitabı okurken aklıma hep westworld dizisi ve Truman Show filmi geldi. Bu anlamda sorgulatabilmesi bile çok çok güzeldi.
Kitabı tavsiye eder miyim ? Kendimizi ne kadar tanırsak o kadar mutlu, huzurlu, neşeli, başarılı olabiliriz düşüncesiyle, farkında olduğumuz ve olmadığımız biz i tanımak anlamak için atılan güzel bir adım olacağı için tereddütsüz okuyun derdim.
