Aşk-ı Memnu, günümüzde her ne kadar dizisi rağbet gören bir roman da olsa dizisi ve romanın kendisi arasında eserin dönem özelliklerini göz önünde bulundurunca belirgin farkların olduğunu görmekteyiz. Bu roman, aslında her ne kadar "yasaklı aşk" anlamına da gelse aslında ne Behlül ne de Bihter birbirine gerçek manada aşık değillerdir. Bihter annesine inat Adnan ile evlenmiş diyebiliriz. Behlül ise zaten kadınların dilinden anlamamış, daldan dala çiçekten çiçeğe konan bir arı gibidir. Önce Peyker'e yakınlaşır fakat sonra Bihter'e karşı hisler beslediğini söylemesi ve ona yaklaşması aslında onun hiç de sadık olamayacağının bir göstergesidir. Saf bir kadın arar ve bunu da Nihal olarak düşünür. Çünkü Nihal adeta arının konmadığı bir çiçektir. Fakat Nihal Bihter ve Behlül arasındaki ilişkiyi bir şekilde öğrendiği an aslında romanın tüm gidişatı oldukça gerilme hissi vermektedir. Bihter eğer gerçekten aşık olsaydı, Behlül'ün onu aldatmasından sonra ona karşı hırslanmazdı diye düşünmekteyim. O annesinin yani Firdevs Hanım'ın kızı olarak hırslarına yenik düşüp kendi canına kıymıştır. Behlül ise gerçekten aşktan anlasaydı, hem korkak bir karakter olmaz hem de aşkının peşinden giderdi. Burada odaklanılması gereken aslında yasak aşktan ziyade, birbirlerine aşık olmayı beceremeyen üç şahsın aşk sandıkları hırs, inat ve korkaklıktır.