Tek kelime ile harika! Tüm günümü ayırdım ama okuduğuma asla pişman değilim. Mitoloji, polisiye ve biraz siyaset öyle güzel harmanlanmış ki kalın kitap su gibi aktı ellerimden. Her sayfasında bir şey öğrendim ve kitabın her sayfası o gerilimi o merak duygusunu çok güzel yansıttı bana. Normalde polisiye kitaplarında katil hakkında az çok fikrim vardır ancak bu kitabın sonuna kadar tahmin bile yapamadım. Her sayfada bir şüpheli çıkıyor ama asla yaklaşamıyoruz katile.. Özellikle zeusun cümlelerini okurken tüylerim diken diken oldu. Mitolojik isimler ve terimler yoğundu ama asla sıkmayan bir kitap çünkü ince ince açıklanmış detaylar öyle güzel işlenmiş ki... Tek solukta okunacak merak ve gerilimi çok iyi yansıtan bir kitaptı.
Öncelikle o kadar yoğun bir kitaptı ki sanki kalın bir kitap okuyorum gibi hissettim. Vincent ilgimi çeken ressamlardan biriydi ama hayatı hakkında bilgim yoktu. Kitap Vincentin paristeki kardeşi Theoya gönderdiği mektuplardan oluşuyor. Resime ilgisi yeni yeni başlayan Vincentin gelişimini hissediyoruz. Yaşadığı yerde garip bir adam olarak nitelendirildiğini ve dışlandığını belirtiyor ancak bu eleştirilere aldırmadan sanatı için çabaladığını görüyoruz. Kitabı okuyunca düşünce yapısı hakkında da az çok fikir sahibi oluyorum mesela mücadele ve zorluklarla yaşanan bir hayatın normal bir yaşamdan daha kutsal olduğunu belirtiyor sıklıkla. Bu düşüncenin kaynağını kendisine örnek aldığı Milletten alıyor. Okudukça diğer ressamları eleştirdiğini de görüyoruz. Vincent kendisini doğa ressamı olarak nitelendiriyor ve eserlerini yansıtabilmek için o ortamda bulunmak gerektiğini vurguluyor. Kitapta Vincentin sabahçı kahvesi, orakçı gibi resimlerinin de küçük birer örneği bulunuyor. Vincentin eleştirilere rağmen, umudunu kaybetmeden sanatı ile ilgilenmesi, para kazanmasa da kendini geliştirmeye odaklanması beni etkiledi. İç dünyasına girdikten sonra Vincentin eserlerine daha farklı bir gözle bakacağımı hissediyorum.
Theo'ya MektuplarVincent Van Gogh · Remzi Kitabevi · 20186,3bin okunma