Tefrih Dergi'de yayımlanan " İnsanı Sevmek" başlıklı deneme yazımdan bir paragraf.
Merhamet ve sevgiden yoksun olmamızın sebebi acaba kendimizi dünya işlerinde ki rekabete kaptırıp, nefsimizin peşine düşmüş olmamız olabilir mi? Şu kısacık ömrümüzü hırslarımızdan arınmış bir şekilde yaşamaya gayret etsek birbirimizi daha çok sevmez miyiz acaba. O zaman karşımızdakini beklemeden ilk selamı verip tebessüm etmez miyiz? Varsın tuhaf baksın tanımadığımız halde selam verdiğimiz kişi. Eminim iki gün sonra o selam verecektir bizi gördüğünde. Her hataya, her yanlışa takılmasak; olur, insanlık hali deyip geçsek. Affettiğimiz birine kibirli davranmasak olmaz mı?