Hafifçe mora çalan bir pembe, kenarları beyaz, yer yer kopmuş oyalı. Katlamayı bilmem, becerememde zaten, hep bir terslik, hep bir orantısızlık hesabı ve ciğerlerimi yosun gibi kurutan şu hava, işte benim inzivai yaşamım, köşküm, hayatım. Kurtarılmayı beklediğim ve her gün, her yeni gün, her Allah’ın günü insanların gözlerindeki pencereyi
Aslına bakarsak insanlar için ruhun gerçek değerini ve ikbalini gösteren yol; geçici, anlık veya dönemsel aşırılıklardan, içgüdüleri ve istekleri abartılı biçimde dışa vurmaktan ya da uçuk kaçık, ayran gönüllü tavırlar sergilemekten ziyade dengeli ve ölçülü kalabilmeyi, tutarlılığı, kalıcılığı ve güvenilirliği ilke edinebilmekten geçiyor bence.
Sabahattin Ali
Konu: İnsan ve duygular
İlk basım ve son basım: 1943-2019
Selam Dostlar... Bugün çok değişik bir kitabın yorumuyla geldim. Zira bir kitapta yeni bir fikir ve düşünce, o kitabın değerini iki kat etkileyen önemli bir unsur. O vakit konuya geçelim.
Madonna'yı başta çok tuhaf buldum. Davranışı hem Raif'i seviyor
Elinde muşta sopa, insanların kafalarını kırıp paralarını alman, bu paralardan bir servet yaptıktan sonra da yine aynı paralarla, soyduğun ve kafalarını kırdığın kimselerin yaralarını sarmaya kalkışman azıcık tuhaf olmaz mı?
Merhaba kitap dostları,iyi akşamlar diliyorum.Bu akşam sizlere James Joyce’nin Sanatçının Gençlik Portresi isimli kitabından bahsetmek istiyorum. Bu kitap, aslında Joyce’nin otobiyografisi. Joyce, bu romanı, Cizvit okullarında geçen çocukluğundan, üniversitede tanıştığı insanlardan, alkolik babasından, dindar annesinden, dönemin siyasi gerginliklerinden, inançla, kadınlarla ilişkisinden beslenerek yazmış.
Joyce u tanırken bir yandan da kiliseyi kilisedeki ilişkileri siyaset ve din ilişkisini görmek, her ne kadar cofrafyalar farkli olsa da insan denen mahlukun her yerde ayni hirsa ve ayni hatalara düştüğünü tespit etmek tuhaf ve eglenceli. Bir ruhun evrimini izlemek kadar genel olarak milletler, devletler ve din ilişkilerini de fotograflayan bir kitap. Çeviriye gelirsek başarılı ancak bazı dipnotlar yersiz. Okurun anlamayacagini düşünüp yaptığı açıklamalar kitaba konsantre olmaniza engel oluyor, dikkat dağıtıyor.
Tür olarak roman kabul edilse de daha çok anlatı biçimindedir. Çocukluk ve ilk gençlik yılları sanatçının peyderpey dinden uzaklaşması ve kendi yolunu özgürce çizmesi çerçevesinde anlatılmış. Günlük dilde pek kullanılmayan fiiller, öznel durumlar okumayı zorlaştırıyor. Zaman zaman klasik anlatı biçiminde ilerleyen kitap, kimi bölümlerde de bilinç akışı tekniği ile anlatılıyor.
Zaman zaman kendimi bulduğum bu ruhani savaş oldukça merak uyandırıcıydı. Dikkatli okuma gerektiren ve ufak dikkatsizlik sonucu konunun hemen kafanızdan dağılacak türden bir anlatı hakim. Bu yüzden mutlaka okunmalı veya okunmamalı diye tavsiyede bulunacağım kolay bir kitap değil. Gerçekten okuyucusunu seçen bir eser diye düşünüyorum.