Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hissizlik halinden çıkıp kendine gelmenin insanda yarattığı tuhaf, zor anlaşılır, neredeyse tarif edilemez bir duygu var; bir çeşit rüyadaymış gibi, kafası karışık, yorgunluk hissi ile birlikte gelen, ama tatsız olduğu katiyen söylenemeyecek bir yarı uyurluk yarı uyanıklık durumu.
Sayfa 42 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Yorgunuyum tuhaf bir dinlenmenin, yorgunluk olan, isteksiz yürüyorum ve telaşı içindeyim amaçsız bir gidişin, sonuçsuz bir seğirtmenin. Ve düşünüyorum düşünceler olmadan.
Reklam
Metroda koluma doladı kolunu, bıraktı öylece, "anlıyorum" dereesine, "patavatsızlık ettin, düşüncesizce davrandın gene her zaman olduğu gibi". Eve dönerken en çok sevdiği dondurmacıya uğradık yolda, deli olduğu o Fransız dondurmasından bir tabak yuvarladıktan sonra gevşedi, evle ilgili önemsiz bir şey üstünde konuşmaya
Sayfa 144
Karbonmonoksit; baş ve kas ağrılarının yanı sıra, depresyon, kronik yorgunluk hatta halüsinasyona neden olabilir. Bazen bu belirtiler; evlerinin lanetli olduğuna inanan, korku nöbetleri ve titreme atakları geçiren, ayak seslerini andıran garip sesler duyduğunu iddia eden hatta kimi zaman hayatını kaybeden insanların durumunu açıklamakta kullanılırdı. Hâlbuki eve dadanan çoğu zaman kötü ruhlar değil, karbonmonoksit yayan arızalı bir kazan ya da ısıtıcı olurdu. Arıza giderildi mi lanet de kaldırılmış olurdu. Viktorya dönemi, lanetlerin ve tuhaf dışavurumların altın çağıydı. Bazen insan, bu altın çağda aydınlatma ve mutfakta yaygın olarak kullanılan havagazının son derece etkili olduğunu merak ediyor. Evlerin ve binaların çoğuna iletilen havagazı, kaçınılmaz şekilde yüzde iki-üç oranında karbonmonoksit içerirdi. Havagazının yerini doğal gazın alması, ruhlar âleminin neden artık eskisi kadar hareketli olmadığını açıklamaya yarayabilir.
Haydarpaşa garında/1941 baharında)saat on beş. Merdivenlerin üstünde güneş/yorgunluk/ve telaş. Bir adam/merdivenlerde duruyor/bir şeyler düşünerek. Zayıf/Korkak/Burnu sivri ve uzun yanaklarının üstü çopur. Merdivenlerdeki adam/Galip Usta/ Tuhaf şeyler düşünmekle meşhurdur.
Yorgunluk nasıl mıhlandıysa dilimize, 'İyiyim' demek tuhaf geliyor.
Reklam
Haydarpaşa garında 1941 baharında saat on beş. Merdivenlerin üstünde güneş yorgunluk ve telâş Bir adam merdivenlerde duruyor bir şeyler düşünerek. Zayıf. Korkak. Burnu sivri ve uzun yanaklarının üstü çopur. Merdivenlerdeki adam - Galip Usta - tuhaf şeyler düşünmekle meşhurdur: ‘’ Kâat helvası yesem her gün ‘’ diye düşündü 5 yaşında. ‘’ Mektebe gitsem ‘’ diye düşündü 10 yaşında. ‘’ Babamın bıçakçı dükkânından Akşam ezanından önce çıksam ‘’ diye düşündü.
“Galiba âşık oldum,” dedi. “Bu rahatsızlık, yorgunluk, aptallık, bu oturup iş yapma isteksizliği, evdeki her şeyin sıkıcı ve cansız olduğu hissi! Âşık oldum herhalde; değilsem zaten dünyanın en tuhaf yaratığıyım demektir, hiç değilse birkaç haftalığına.
Sayfa 270Kitabı okudu
Haydarpaşa garında 1941 baharında saat on beş. Merdivenlerin üstünde güneş yorgunluk ve telâş Bir adam merdivenlerde duruyor bir şeyler düşünerek. Zayıf. Korkak. Burnu sivri ve uzun yanaklarının üstü çopur. Merdivenlerdeki adam - Galip Usta - tuhaf şeyler düşünmekle meşhurdur: ‘’ Kâat helvası yesem her gün ‘’ diye düşündü 5 yaşında. ‘’ Mektebe gitsem ‘’ diye düşündü 10 yaşında. ‘’ Babamın bıçakçı dükkânından Akşam ezanından önce çıksam ‘’ diye düşündü. …
En çok da kendimi kendim yordum Zaten biraz tuhaf bi yaratığım çözemedim bir türlü kendimi. Neyim ben. Bu yorgunluk da kendimden, beynimden beklediğim bi yorgunluk. Ama zamansız diye itiraz edecek olacağım, zamanın kimseye kalmadığı zamanda tuhaf ve saçma olacak. Ne demişlerdi susmanın kalesine sığınıyorum mu? Heh işte ondan...
Reklam
Haydi bakalım, şimdi nasıl bir sır ortaya çıkacak acaba?
Orada biri olsa Uşikava’nın bir şey anlatmaya başlayacağını düşünürdü herhalde. Muhtemelen ancak ölülerin sahip olabileceği önemli bir bilgiyi açıklayacağını. O kişi korkmuş da olsa, yutkunarak beklerdi.Fakat Uşikava’nın kocaman açılan ağzından ses çıkmadı. Oradan çıkıp gelen ses değil, soluk değil, altı küçük insandı. Boylarının uzunluğu olsa
Yorgunluk, hastalık ve karamsarlık önce giyim kuşam ve yürüyüşünde kendini göstermişti. Yıllardır alıştım özgüvenli yürüyüşünün yerinde yerler esiyordu, başka adımlarla yürüyordu artık ve bu bana yabancı ve tuhaf geliyordu. Hastane koridorlarını sağa sola hafif yalpalayarak adımlarken ayağı ondan bağımsız bir organ haline almış gibiydi
Sayfa 58 - Everest Yayınları
Bugün 14 Mart'mış...Tıp Bayramı yani, Sağlıkçıların bayramı.. Ne tuhaf ki bugünün benim günüm olduğunu, gün sonunda üzerimdeki yorgunluk ve başımdaki dayanılmaz ağrı ile onam formlarını toplarken fark ettiğim tarihle anladım.. Bildiğiniz bayramlar gibi değil bizim bayramlarımız, pek kutlamaya yönelik değil. Tatil yok mesela, "ay hocam bugün senin günün, hadi geç dinlen biraz" demek yok. Birazcık bile izin içermiyor bizim bayramlarımız. Aksine çılgınlar gibi hasta bakmak var, kıdemlilerimizden azar yemek, hastalarımızdan hakaret işitmek var.. Kapsayıcılığı birkaç sağlık ürünü indirimiyle sınırlı bir bayram bizim bayramımız.. Ne diyelim, bayramımız kutlu olsun sağlıkçı dostlarım..
357 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.