Eriyoruz hızla, tükeniyoruz
İlayda
İlayda
Yorum yapamağımızdan buraya alalım. "Hah, tamam"ına varamadığımız, varamayacağımız, günümüz hakim biçerdöver sisteminin güzel bir eleştirisi. Öteki olmanın yanlışlığını boca edenler; sistemin tüm bileşenleri ki hepsi birbirinin tamamlayıcısı ve varlık sebebi. Aç fare anestezisine maruz kalanlar, sistemin hipnozundakiler, kendisini jakuzide sanan ısıtılan kazan içindekiler, kazanın yanında hasetle sırasını bekleyenler için sözümüz: Doğru-yanlış kriterlerini, ondan, bundan, izmlerden, kafakırık felsefecilerden, ahı hiç olmamış vahı kalmış ya da nevzuhur dinlerden, sınırlı-sorunlu önderler ya da cübbelilerden değil de şu kompleks bizi ve evreni yaratanın gönderdiği ve aynı zamanda hayatın kullanım kılavuzu olan son Vahiy'den alalım ve artık önümüzdeki maçlara bakalım. Vahiyle kurtulalım artık şu öğütücü, öğürtücü sistem aylaklığından.
İlayda

İlayda

@ilyada98
·
24 Mart 22:04
Mış gibi yapmayı beceremediğinde oyunun dışında kalırsın. Modayı takip etmeli, elit kitapları okumalı, kült filmleri izlemeli, iyi derecede ikinci dil bilmeli ve lisans eğitimini tamamlamış olmalı, bunların hiçbirini yapmadıysan paranın gözünü bir yerden (nasıl olduğu önemli değil) vurmuş olmalısın. Oyunun kuralı bu. Asla sokaktaki dizleri kanayan hovarda çocuk olmanıza izin vermeyen sistem tam olarak bu. Ya bu kurala göre oynarsın ya da öteki olur cezalandırılırsın. Peki öteki olmanın kaçınılacak şey olduğunu bize dikte eden bu politika neydi ve tam olarak nereden hortladı? Komşunun oğlunu öven anneden mi, ahlakınızı notlara endeksleyen öğretmenlerinizden mi, prim safsatasıyla iş hayatına yeni bir yarış getiren ekonomistlerden mi, tam olarak kapitalizm mi? Bütün ideolojiler yarışın gerisinde kalanlar kendini eksik hissetsin diye varken ve yalnızca en baştakiler kazanıyorken, en baş dediğimiz dünya nüfusunun binde birini oluşturmuyorken; neden hala yarışın içinde olmamakta direnenleri aylak görüyoruz? Aylaklık düşünce tembelliğidir, hareket yoksunluğu değil.
Bazen tükeniyoruz, şikayet sayma Rabbim.
Reklam
Fark ettiniz mi cidden tükeniyoruz
Gittikçe tükeniyoruz Kitapların sayfaları gibi Sarara sarara... Ama bir kitap olamadan.
Zehirleniyoruz, çürüyoruz, ölüyoruz, yaşadıkça tükeniyoruz, sefaletin içine gırtlağımıza kadar batıyoruz..
Reklam
Tüketiyoruz! Sevdiğimiz her şeyi tüketiyoruz. Öyle çok sahipleniyor, öyle bir iştahla arzuluyoruz ki istediğiniz şeyleri bu hedefin sürdürülebilirliğini hiç düşünmüyoruz. Hem şu an içinde bulunduğumuz dünyada hem de kendi hayatlarımızda düşünmeden tüketiyor ve tükeniyoruz.
Destek yayınlarıKitabı okudu
Gerçekleşmeyen hayallerin verdiği ızdırap korkunç...Tükeniyoruz...
Bilgisayar korsanları bazen bir internet sitesine çok spesifik bir biçimde saldırmaya karar verirler. Çok sayıda bilgisayarın bir siteye aynı anda bağlanmaya çalışmasını sağlarlar - ve böylece "siteyi gelen trafikle baş edemez hale getirirler, öyle ki kimse bağlanamaz hale gelir ve site çöker". "Hizmeti engelleme saldırısı" deniyor bu yönteme. Hepimizin zihninde buna benzer bir saldırı yaşadığını düşünüyor James. "Saldırı altında olan sunucu biziz, enformasyon göndererek dikkatimizi çekmeye çalışan bir sürü şey var ortalıkta . Herhangi bir şeye yanıt verme kapasitemiz zarar görüyor. Ya dikkat dağınıklığı ya da felç halinde bırakıyor bizi." Öyle dolup taşıyoruz ki "bütün dünyamız işgal ediliyor, olan biteni görüp de dikkatimizin nasıl dağılmış olduğunun, bu konuda ne yapmamız gerektiğinin farkına varmamızı sağlayacak bir yer bulamıyoruz. Bütün dünyamızı sömürgeleştirebiliyor bu." Öyle tükeniyoruz ki "karşı koyacak alan bulamıyoruz".
Sayfa 263Kitabı okudu
Bazen tükeniyoruz, şikâyet sayma Rabbim.
Reklam
Her gece bir hüzün, bir keder çöküyor üzerime. Kardeşler, kardeşler, zehirleniyoruz, çürüyoruz, ölüyoruz, yaşadıkça tükeniyoruz, sefaletin içine gırtlağımıza kadar batıyoruz…
Sayfa 345
VAROLUŞSAL BUNALIM
Terkedilmiş bir binasın sen, Hepimiz yorgunuz, Hepimiz hâlsiziz. Sende burada, Oturup bir sigara tüttürsen zaman bitmez. Beynimiz uyuştu, Kalabalığı, gürültüyü kaldırmadı kafamız.
Erteledikçe tükeniyoruz: Ya yarın olmazsa???
"Hep yarın yaşayacağım diyorsun, Posthumus, hep yarın; peki, söylesene bana, Posthumus, ne vakit gelecek şu yarın?" "Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niçin bugünden başlamıyorsun?" Epiktetos
Uzun uzun sustuk seninle. Susuyoruz. Ölüyoruz yavaş yavaş. Tükeniyoruz. Kalbin ritminin yavaşlamasına eşlik eden soluk nefesler gibi hisler. Alabildiğine geniş bir arazinin üzerinde yüzünü güneşe dönen ayçiçeği yada sararmış başaklar gibi salınıyor hatıraların zihnimde. Salındıkça sessizliğe gömüyorum kendimi. Susuyorum. Sen sustukça ben susuyorum.
Sayfa 200Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.