Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yapay Zeka ve Tüketim Kültürü- Miray Keleş Okşar(syf.79)
Tüketim ihtiyacının yerini postmodern dönemde "istek, arzu, statü, haz" gibi kavramlar almıştır. Günümüzde insanlar ürettikleriyle değil, tükettikleriyle kimlik edinirler. Marka ve imaj insanların toplumsal konumunu belirleyici durumundadır. İnsanlar dereceli oalrak bir üst sınıfın üyesi olmak için imaj yaratır ve imaj/marka değeri olan ürünleri tüketirler.
Müslümanca düşünmeyi yeniden keşfetmek
1000kitap.com/yazar/celal-fed... Türkiye’de İslamcılar, Batılıların, Müslümanca düşünme ve yaşamayı siyasî bir proje olarak resmedip insanların ondan uzak durmalarına bir çözüm üretemediler. Bu nedenle de dünya üzerinde hakkını aramak için mücadele eden her Müslüman, ‘cihatçı’ olarak resmedilip yaftalandı. ‘Cihatçı’ dediklerini
Reklam
Kahvenin hikayesi: Vücudumuza etkileri neler, bizi nasıl uyandırıyor?
Kahve dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın günlük rutininin bir parçası. Farklı coğrafyalarda bu kadar çok kişinin vazgeçilmezi haline gelebilmiş az sayıda gıda vardır. 1500 yıldan uzun süredir tüketildiği düşünülen kahve, kimilerine göre 17. ve 18. yüzyıllarda Aydınlanma'nın önemli tetikleyicilerinden. Modern dünya düşünürlerinin
Korku ve kaygı tabi günümüz insanının en yaygın, en bariz, en büyük sorunu. Bunca güvenlik tedbirine, güvenlik kameralarına, güvenlik görevlilerine rağmen insanlar kendilerini bir türlü güvende hissedemiyor. Tabi bunda tüketim kültürünün haz ve korkuyla var olabilmesinin de etkisi var. Küresel tüketim kültürü korkuyu körüklüyor, besliyor, büyütüyor. Mehmet Dinç
Tüketim kültürü, günümüzde toplumsal statü ve sosyal onayın şekillendirdiği bir olgu haline geldi
M.

M.

@Mdmrr
·
20 Mart 01:00
İhtiyaç artık tikel bir nesneye duyulan ihtiyaçtan çok, bir farklılaşma ihtiyacıdır.
Daha geçen hafta 8 kadın katledildi. Bugünü bile tüketim kültürü içine lağvetme gayreti rezilce. Her kim bu günü indirim, çiçekler, aşk mesajlarıyla ilişkilendiriyorsa dertleri kadının varlığı değildir. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü var olma ve kazanım günüdür. Kutlu olsun.
Reklam
Türkiye’de özellikle 2000’li yıllarla birlikte açılan zincir kahve mekânları geleneksel kahve kültürünün yerini alarak kahveyi “mutenalaştırmıştır” (Akarçay, 2014). Günümüz temel sosyalleşme mekânlarından biri olan kahve dükkanları (kafeler) tüketicinin sadece kahve değil aynı zamanda bir kültürü de yudumladığı yerler haline gelmiştir. Kahve
Doktora Tezimden Küçük Bir Alıntı: Eklektik Fenomenolojiye Giriş
Çağımızda yaşanan göç dalgaları, yığınsal yozlaşmalar, duyarsızlaşan insanlar, lükse yöneliş, sosyal adaletten kopuş, gevşeyen toplumsal bağlar, artan tüketim kültürü, farklılığa ve çoğulculuğa yönelik tahammülsüzlük, kültürler arası iletişimdeki zayıflık ve araçların bolluğuna rağmen, insani davaların sayısındaki azalış insanlığa bazı şeyleri sorgulatmalıdır. Liberalizmin zaferi, kapitalizmin boyunduruğu ve küreselleşmenin baskınlığı üçlüsü üzerinden değerlendirildiğinde, çağımız siyaseti bu üçlünün artık mevcut sorunlara yeterince etkili yanıt verememesinden ötürü zorluklar çekmektedir. Çağımızda mevcut kazanımların kaybedilmeksizin geçmiş deneyimleri, günümüzün tartışmalarını ve geleceği dair beklentileri aynı potada eritebilecek daha derin daha geniş çaplı ve daha kapsamlı bir siyaset kuramına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmamız, 20.yüzyıldan günümüze, siyaset düşüncesine etki eden başlıca üç düşünceyi, yani Husserl’in Fenomenolojisi, Lyotard’ın Postmodernizmi ve Rorty ile Judt’ın pragmatizmlerini tarihsel olarak inceleyip, birbirlerini nasıl tetiklediklerini analiz ettikten sonra, bu üç bakışın birlikte geliştirildiği eklektik bir siyaset kuramı kurmayı amaçlamıştır. Bu doğrultuda fenomenolojik indirgeme, postmodern dil oyunları ve liberal-pragmatist ironiler birlikte kullanılacaktır. (Sayfa 4) Alıntıyı video formatında izlemek ve dinlemek için: youtube.com/watch?v=cScxbxJ... Doktora Tezime göz atmak isterseniz: acikerisim.kku.edu.tr/xmlui/bitstream...
.... Sıradışı olmak zorunda mıyız? “İçinde yaşadığımız atmosfer her birimizin sırtına 40 bin okkalık bir güçle bastırıyor, ama hissediyor musunuz onu?” Karl Marx (Berman, 2005) Marx, bu soruyu 1848 devrimlerinden önce, Avrupa halklarının üzerindeki ezici havayı ve devrimi yaratan koşulları tanımlamak üzere sormuştu. Ancak Marx’ın anlatım
▪︎Bize bugüne kadar ne, neden telkin edilmiş, şimdi anladınız mı? ▪︎Faydasız ilimden Allah'a sığınmamız gerekirken, zamanı tüketen içi boş söylemlere, tartışmalara, popüler kültür kitaplarına boğdular bizi görüyor musunuz? Çok satanlar raflarında kaybolduk hepimiz... ▪︎Alışveriş yaparak rahatlamayı öğrettiler bize. Tüketim kültürü doldurdu içimizi, dışımızı. Kendi evimizde ıvır zıvırların misafiri olduk. ▪︎Keyfine bak, diye fısıldadılar mütemadiyen, nefsimize oynadılar. Rahata öyle alıştık ki, şükrün, kanaatin rahatına erişemedik... ▪︎Bizdeki bu tepkisizliğin, kutlama takıntısının başka izahı olamaz... IG= ozguguler
Reklam
"Sağlıklı olma kültürü neoliberalizmin bir parçasıdır. Günümüzde sağlık hayattaki güzel her şeyi içine alan şemsiye bir metafor olarak bir süper değer haline gelmiştir. (...) Bir kere sağlıkla ilişkilendirilen toplumsal cinsiyet söylemi daha ikna edici olmakta, toplumsal cinsiyet bedene ‘doğal’ olarak kazınmakta sanki satın alma pratikleriyle kontrol edilip denetleniyormuş gibi algılanmamaktadır." |Sağlık ve Fitness Söylemi İçerisinde Kadın ve Erkek Bedenleri: Women’s Health ve Men’s Health Dergisi Örneği, Yeliz Yücel, s.24
189 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.