KÜÇÜK ADIMLARLA BAŞLAR
Yine bir huzursuzluğa, Göz açmak bu bana. Yine israf gündüzler, Ömrümden çala çala. Bu gereksiz insan topluluğundan, Acaba nasıl kurtulmaca? Ömrümü sömürtmeye geldim buraya,
Bir kadın çizeceksin
Ne kadar oldu bu hayata geleli? Söyle, ne olacaksın büyüyünce Diye sorulan sorular tarih oldu Ama senin kafan hala dolu İşte benim, işte senin, işte onun diye Paylaşıyorsun hayatı üç kuruş sevginle Ne? o da mı aldattı seni be? Eee? ne kaldı geriye? Bak sen ne yazık ki klasik bir tablosun dostum Ne yaparsan yap boşsun Tamam okumuşsun, ama
Reklam
" Polis, hücreye getirdiği çocuğa sordu: "Sen neden geldin lan?" Ayaktaydım. Merak ve heyecanla izliyordum. "Benim bir suçum yok," dedi çocuk. "Ne yani lan, suçun yok da seni camiden mi aldılar, neden aldılar?" "Evden aldılar... Ders çalışıyordum... Tıp fakültesinde okuyorum. Beni aramıyorlar aslında, abimi
MESNEVİ'DE ULÛHİYYET TASAVVURU - pdf indirme linki
academia.edu/115465362/MESNE... Mevlâna’nın kendisi gibi, eserindeki üslubu da müstesnadır. Bu eserin asırlardır cazibe merkezi olmayı sürdürmesi ilham aldığı Kur’an’ın “manevi bir tefsiri” olmasındandır. Mesnevi sembolik bir dile sahiptir ve Mevlâna, Allah’ı ‘’aşk şeriatı’’na göre anlatmaktadır.
Kahrolasın İsrail!!!
Bazı şeyler ertelenmez, ertelenemez. Çocukların öldüğü bir dünyada barış ertelenemez. 2 milyar Müslüman 9 milyoncuk İsrail'e karşı sessiz kalıyorsa sorgulanması gereken bir şeyler vardır. Gidilen yol, yol değil çünkü. "Hamas Terör örgütü değildir." açıklamasından sonra İsrail'de Türk malları boykot edilirken, 7 ekimden bu yana eğer hâlâ İsrail'e bir faydamız dokunuyorsa, tam olarak kimin tarafındayız? Savaş adil bir çözüm değildir. Ve bu savaşta çocuklar ölüyorsa o dünyada insanlığın esamesini aramak boş bir çabadan ibarettir. 8 Milyar insan dünyadaysa, insanlık nerede? Annesinin ölüsünü saçından tanıyan çocuk. Öldükten sonra teşhis edilebilmek amacıyla isimlerini ellerine yazan çocuklar. Hastanelerde ölüme terk edilmek zorunda bırakılan çocuklar. Ve çok daha fazlası... Bu savaş artık din savaşı değil insanlık savaşı. Yahudi ve Müslüman değil insanlık savaşıyor. İsrail terör ülkesidir. İsrail teröristtir. "Yıkılasın İsrail! Zulmünü Göreyim. Sana ülke diyenin, Yüzüne Tüküreyim." -Necip Fazıl Kısakürek "Sivillerin hayatta kalmaları için hayati önem taşıyan altyapılara saldırılamaz. (Okullar, hastaneler, sivil evleri, su tesisleri, elektrik hatları ve temel olarak sivillerin günlük yaşamları için ihtiyaç duyduğu her şey)"
Türkiye deprem bölgesinde yer alıyor deprem olması normal ama bu kadar zihniyetsiz insanın yer alması hiç normal değil. yaaa yardım amaçlı topuklu ayakkabı, bikini... gönderilir mi kesin bunu da normalleştiricek birileri çıkacaktır. Zihniyetinize tüküreyim. Biz hiç akıllanmayız öz eleştiri yapmasını bilmiyoruz 1 ay sorna herkes Kendi kabuğuna çekilecek olan depremzedelere olacak inşaat firmaları aynı şekilde devam edecek hiçbir düzenleme olmayacak . Her yerde müslümanız diye geçiniyoruz ama Allah'ın bize verdiği bir mesaj olarak bakmıyoruz . O kadar iğrenç olay böyle bir günde de sergileniyor yaaa.. etimle kemiğimle bu çağdan nefret ediyorum
Reklam
Olmadı, olmuyor, olmayacak! Bu sistem, bu kanunlar, bu yasalar süt kokulu evladları korumadı, koruyamayacak! Hergün yitip giden bir cana ağıt yakmaktan ciğer kalmadı sinemizde.. Yuvasından 7 km. uzaklıkta buz gibi çamura bulanmış cesedi bulunan süt kuzusu bir bebek.. Genital bölge kanamasıyla can veren ve "dedesi sanılıp, aslında öz babası
Ne kadar oldu bu hayata geleli? Söyle, ne olacaksın büyüyünce Diye sorulan sorular tarih oldu Ama senin kafan hala dolu İşte benim, işte senin, işte onun diye Paylaşıyorsun hayatı üç kuruş sevginle Ne? o da mı aldattı seni be? Eee? ne kaldı geriye? Bak sen ne yazık ki klasik bir tablosun dostum Ne yaparsan yap boşsun Tamam okumuşsun, ama
Çok sevdiğim bir yazar bugünlerde linç ediliyor. Peki bu tepkimiz sadece Hasan Ali Toptaş'a mı olmalı? Hasan Ali Toptaş'ın kitaplarını almayalım, yazdıklarını okumayalım ve hatta görürsek gidip suratına tükürelim. Haklısınız tacizin ve buna benzer bir çok şeyin affı olmamalı. Hasan Ali Toptaş'ın mı affı olmamalı yoksa Kuşlar Yasına Gider'in mi ? Heba'nın mı affı olmamalı? Yoksa Bin Hüzünlü Haz'ın mı? Öncelikle eseri ve eseri ortaya koyanın ayrımını yapmamız gerekiyor! Şayet ayıramıyorsak Martin Heidegger'in fikirlerini savunmamamız, Pisagor'un bilime katkılarından yararlanmamamız, bir çok yerli ve yabancı şair, yazar, akademisyeni linçlememiz gerekiyor. Eğer biraz araştırma hevesiniz varsa ne demek istediğimi anlarsınız zaten. Saydığım isimleri günümüzde kullanıyoruz bir Cemal Süreya dizesi gördüğümüzde "ahh ah!" diyoruz değil mi? Peki Cemal Süreya'nın karısını dövdüğünü biliyor muyuz? Taciz dayaktan daha mı ağır yada hafif bu ayrımı neye göre belirliyoruz? Eğer diyorsanız ki ben matematik, felsefe, edebiyat, resim hiç biriyle ilgilenmiyorum o zaman karar sizin... Çünkü sırf daha yeni linçlendi diye Hasan Ali Toptaş okumayıp gidip Cemal Süreya, Edip Cansever, Necip Fazıl, Nazım Hikmet,Tanpınar okumaya devam ederseniz ikiyüzlüsünüz demektir! İyi bir okur iseniz, şahsa değil, esere saygı duyarsınız. Tacizi affetmeyelim evet! Ama eserlere saygı duyalım. Ha diyorsanız ben niteliksiz boş bir sosyal medya okuyucusuyum, o halde kitaplığınızda bulunan kitapların bir çoğunu yırtıp atmak, okumayalım ve okutturmayalım demek en tabii hakkınız! Tepe tepe kullanın!
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.