Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dertlere Deva ...
Bir gün dünyada tüm dertleri çare bulunabilir. Ama Servet Şehvet ve Şöhret mikrobu ulaşmış olanlara deva bulunamaz.. Eflatun
Sayfa 78 - HayatKitabı okudu
More, "Halkın yoksulluğa düşmesinin baş nedeni aristokratların çokluğudur. Bu yararsız, bal vermez arılar başkalarının alın teriyle geçinmekte, topraklarında çalışanlardan daha fazla yararlanabilmek için onları derisine kadar yüzmekte, bunun dışında başka bir gelir kaynağı bilmemektedir. Ama iş keyif için para harcamaya geldi mi, bu adamların yapamayacağı delilik yoktur" diyerek zenginlerin doymazlığının yeryüzünde açlık, sefalet, suç kapılarını ardına kadar nasıl açtığını anlatır bize. Ona göre yoksullukla suç kol kola yüreyen iki yoldaştır. Yoksulluk insanı kolay kazancın peşine takmakta, bu yüzden insanlar fuhuş, kumar gibi bataklıklara saplanmaktadır. Saplandığı bataklıktan kurtulmak İçin her türlü suça karışmaktadır. Tüm bu suçları önlemek için ağır cezalar yersizdir. Üstelik bu ağır cezalar başka suçlara kapı aralamaktadır. Bu yüzden düzeni koruyanlar, korumaya çalışanlar, ya da koruduğunu düşünenler sonuçlarla ilgilenmeyi bırakıp sebeplere yoğunlaşmalıdır. Bu formülü şöyle verir Sir Thomas More:"Öyle yasalar çıkarın ki köyleri, çiftlikleri yıkan beyler ya hepsini yeniden yapmak ya da toprağı yeniden çiftlik kuracak insanlara bırakmak zorunda kalsınlar. Zenginlerin cimriliğini frenleyin. Sömürme, tekel kurma hakkını alın ellerinden. Aylak insan bırakmayın memleketinizde. Tarımı büyük ölçüde geliştirin. Yoksulluk yüzünden hırsızlık, serserilik, uşaklık edenler tarımda çalışsın. Tüm bu anlattığım dertlere çare bulamazsanız adaletinizle övünmeyin.
Reklam
Sir Thomas More: “Öyle yasalar çıkarın ki köyleri, çiftlikleri yıkan beyler ya hepsini yeniden yapmak ya da toprağı yeniden çiftlik kuracak insanlara bırakmak zorunda kalsınlar. Zenginlerin cimriliğini frenleyin. Sömürme, tekel kurma hakkını alın ellerinden. Aylak insan bırakmayın memleketinizde. Tarımı büyük ölçüde geliştirin. Yoksulluk yüzünden hırsızlık, serserilik, uşaklık edenler tarımda çalışsın. Tüm bu anlattığım dertlere çare bulamazsanız adaletinizle övünmeyin.”
destek yayınları
Ütopya
Öyle yasalar çıkarın ki köyleri, çiftlikleri yıkan beyler ya hepsini yeniden yapmak ya da toprağı yeniden çiftlik kuracak insanlara bırakmak zorunda kalsınlar. Zenginlerin cimriliğini frenleyin. Sömürme, tekel kurma hakkını alın ellerinden. Aylak insan bırakmayın memleketinizde. Tarımı büyük ölçüde geliştirin. Yoksulluk yüzünden hırsızlık, serserilik, uşaklık edenler tarımda çalışsın. Tüm bu anlattığım dertlere çare bulamazsanız adaletinizle övünmeyin." 1516 yılında yazılan bu eser bize beş yüz yıldır değişmeyen bir kaderi, durmadan artan ve herkesin bildiği bir kederi hatırlatıyor. “Dünyada kaygısız, rahat yürekle, sevinçle yaşamaktan daha büyük zenginlik olabilir mi?"
Bilgi en güzel sermayedir. Bilgisiz kalan insan hem kendine hem de topluma değer kazandıramaz. Faydalı bilgi, gıda gibi besler aklı ve yüreği; ilaç gibi derman olur dertlere, çare olur, şifa verir, çözer tüm problemleri.
Sayfa 29 - Ensar YayınlarıKitabı okudu
1887, SELANİK O gün, Mustafa'nın babası Ali Rıza Bey çok sevdiği karısına ilk kez sesini yükseltti. "Zübeyde, Zübeyde! Mahalle mektebine göndermeyelim Mustafa'yı. Verelim çağdaş bir okula, zihni açılsın, ilim fen öğrensin.' Okuma yazma bildiğinden mahallede "molla" diye de anılan ve benim de tanıdığım zaman annem kadar seveceğim
Reklam
"Duygular ne kadar denetim altına alınırsa akıl da o kadar ön plana çıkacaktır. Böyle bir durumda, kişi her şeyin yalnızca düşünce gücüyle çözülmesini bekleyecek ve sanki kendi sorunları hakkında bilgi sahibi olması bunları çözmeye yetecekmiş gibi davranacaktır. Veyahut da sanki akıl tek başına dünyadaki tüm dertlere çare bulabilirmiş gibi davranacaktır!"