_Empedokles_
_Nasıl ki ressamlar çeşitli boyaları uygun oranlarda karıştırıp sayısız şeylerin, örneğin ağaçların, kuşların hatta tanrıların resimlerini yaparlarsa, aynı şekilde doğa da dört öğeyi farklı miktarları karıştırıp varlıkları meydana getirir.
_Her şeyin kaynağı 4 element. Parlayan Ateş(Zeus), Hayat veren Hava(Hera), Toprak(Hades),
Edebiyat tarihinde gözüpek Sherlock Holmes'tan daha fazla "tümdengelim" gücüyle donanmış başka bir karakterin olmadığına inanılır. Ancak Holmes'un çözümlerinde izlediği yol genellikle tümdengelimle alakasızdır ve meşhur dedektif gerçekte tümevarımlı mantık kullanır.
Holmes,Watson 'la birlikte kamp yapmaktadır.Gecenin geç bir saatonde Holmes uyanır ve Dr Watson 'ı dürter "Watson, " der,göğe bak ve bana ne gördüğünü söyle ."
Milyonlarca yıldız görüyorum ,Holmes ,"der Watson.
"Peki bundan ne sonuca varıyorsun ,Watson?"
Watson biraz düşünür ,sonunda "Şey" der,"astronomik açıdan milyonlarca galaksi ve muhtemelen milyarlarca gezegen bulunduğu sonucuna varıyorum .Astrolojik açıdan satûrn'ün Aslan burcuna girdiğini görüyorum .Zamansal açıdan saatin yaklaşık üçü çeyrek geçtiğini kestirebiliyorum .Meteorolojik açıdan yarının harika geçeceğini düşünüyorum .Teolojik açıdansa Tanrı'nın her şeye gücünün yettiğini ve bizim minnacık olduğumuzu çıkarabiliyorum.E ,peki sen ne sonuca vardın ,Holmes?"
Holmes:"Birisi çadırımızı çalmış ,dostum."
“Holmes, Watson'la birlikte kamp yapmaktadır. Gecenin geç bir saatinde Holmes uyanır ve Dr.Watson'ı dürter. "Watson," der, "göğe bak ve bana ne gördüğünü söyle."
"Milyonlarca yıldız görüyorum, Holmes," der Watson.
"Peki, bundan ne sonuca varıyorsun,Watson?"
Watson biraz düşünür, sonunda, "Şey," der, "astronomik açıdan milyonlarca galaksi ve muhtemelen milyarlarca gezegen bulunduğu sonucuna varıyorum. Astrolojik açıdan Satürn'ün Aslan burcuna girdiğini görüyorum. Zamansal açıdan saatin yaklaşık üçü çeyrek geçtiğini kestirebiliyorum. Meteorolojik açıdan yarının harika geçeceğini düşünüyorum. Teolojik açıdansa Tanrı'nın her şeye gücünün yettiğini ve bizim minnacık olduğumuzu çıkarabiliyorum. E, peki sen ne sonuca vardın, Holmes?"
"Birisi çadırımızı çalmış, dostum.”
“Karl Popper, tümevarımlı mantık eleştirisinde, bir teorinin sağlam olabilmesi için, onun yanlış olduğunu gösterebilecek bazı mümkün durumların bulunması gerektiğini öne sürmüştür.”
Holmes, Watson'la birlikte kamp yapmaktadır. Gecenin geç bir saatinde Holmes uyanır ve Dr.Watson'ı dürter.
"Watson," der, "göğe bak ve bana ne gördüğünü söyle."
"Milyonlarca yıldız görüyorum, Holmes," der Watson.
"Peki, bundan ne sonuca varıyorsun,Watson?"
Watson biraz düşünür, sonunda,
"Şey," der, "astronomik açıdan milyonlarca galaksi ve muhtemelen milyarlarca gezegen bulunduğu sonucuna varıyorum. Astrolojik açıdan Satürn'ün Aslan burcuna girdiğini görüyorum. Zamansal açıdan saatin yaklaşık üçü çeyrek geçtiğini kestirebiliyorum. Meteorolojik açıdan yarının harika geçeceğini düşünüyorum. Teolojik açıdansa Tanrı'nın her şeye gücünün yettiğini ve bizim minnacık
olduğumuzu çıkarabiliyorum. E, peki sen ne sonuca vardın, Holmes?"
"Birisi çadırımızı çalmış, dostum."
Tümevarımlı mantık tikel örneklerden genel teoriye doğru akıl yürütür. Bu yöntem, bilimsel teorilerin onaylanmasında kullanılır. Ağaçtan yeterince elmanın düşüşünü gözlemlerseniz, elmaların yukarı veya yana gitmek yerine daima aşağı düştüğü sonucuna varırsınız. Bunun ardından, mesela armut gibi düşen cisimler üstüne daha genel bir hipotez oluşturabilirsiniz. Bilim de zaten böyle ilerler.
Çelişmezlik yasası, bir niteliğin bir şeye aynı anda hem ait olmasının hem de ait olmamasının olanaksız olduğunu söyler.
Mantık dışı akıl yürütme filozofların belalısı olsa da, Tanrı biliyor ya, bazen işe yarar. Pek tutulması muhtemelen bu yüzdendir.
Tümevarımlı mantık tikel örneklerden genel teoriye doğru akıl yürütür. Bu yöntem, bilimsel teorilerin onaylanmasında kullanılır.
Edebiyat tarihinde gözüpek Sherlock Holmes'tan daha fazla "tümdengelim" gücüyle donanmış başka bir karakterin olmadığına inanılır.
Hasta: Dün gece rüyamda Jennifer Lopez ve Angelina Jolie ile beraberdim. Sabaha kadar seviştik. Psikolog: Hım. Derinlere gömülü bir anneyle yatma arzusu taşıdığınız son derece açık. Hasta: Ne? Yahu kadınların ikisinin de anamla uzaktan yakından benzerliği yok! Psikolog: Aha! Bir tepki oluşumu! Gerçek arzularınızı bastırdığınız son derece açık artık...
Yukarıdaki şaka değildir: Bazı Freudçular cidden tam da böyle akıl yürütürler. Bu akıl yürütme tarzındaki sorun, Oidipusçu teorileri çürütebilecek hiçbir örneğin bulunmamasıdır.
Karl Popper, tümevarımlı mantık eleştirisinde, bir teorinin sağlam olabilmesi için, onun yanlış olduğunu gösterebilecek bazı mümkün durumların bulunması gerektiğini öne sürmüştür.
Milletin yoldan çıkıp, "Tüm insanlar ölümlüdür; Sokrates ölümlüdür; öyleyse Sokrates bir insandır" türünden yanlış akıl yürütmelere düşmesi şaşırtıcıdır. Bunun, "Tüm insanlar ölümlüdür; bizim kedi ölümlüdür; öyleyse bizim kedi bir insandır" türü bir akıl yürütmeden hiçbir farkı yoktur.
Tümdengelimli akıl yürütmede çuvallamanın bir diğer yoluysa yanlış bir öncülden hareketle sonuca gitmektir:
Edebiyat tarihinde gözüpek Sherlock Holmes'tan daha fazla "tümdengelim" gücüyle donanmış başka bir karakterin olmadığına inanılır. Ancak Holmes'un çözümlerinde izlediği yol genellikle tümdengelimle alakasızdır ve meşhur dedektif gerçekte tümevarımlı mantık kullanır.