Nice nasib kapılarında, nasibine mensub olmuş insanları görüyorum. Gidiyorlar, tutuyorlar, kavrıyorlar.
Bir köşede durup İzliyorum.
Kanaatim o ki onlar gitmeden onlara gidiliyor, onlar tutmadan onlar tutuluyor, onlar kavramadan onları ihata ediyorlar.
Bir köşede durup gözlüyorum.
Kanaatim o ki o kapılarda günaha sevaba bakılmıyor, iyiye
O dönem Araplannda "şehvet", "erkeklik gücü" en başta gelen bir özellikti. Bunu Gazalî, İhya-i Ulumi'd-Din adlı ünlü kitabının "Kitabu Âdâbi’n-Nikâh" bölümünde uzun uzun anlatır. Bir dolu örnek verir. Ali'nin oğlu Hasan’ın bir alışta "dört karı birden" aldığını, sonra çok geçmeden bunları boşayıp yenilerini aldığını, Muhammed'e bu torunu anlatıldığında Muhammed'in; "O, yaratılışta da huyda da bana benziyor!" dediğini, bu oğlanın, 200 kadar karı elden geçirdiğini anlatan bir hadise, Muhammed'in, "dünyanızdan bana üç şey sevdirildi" dedikten sonra bunlardan birinin de "kadın" olduğunu dile getiren bir başka hadisine ve daha nice hadislere, öykülere yer veriyor.