Serinin son derece güzel romanlarından biri.
Kalgançı Çak adındaki bir destanı günümüze uyarlayarak son derece güzel bir kurguya imza atılmış.
Gökhan Birdağ ve Gri Takım'dan Orta Asya'nın hakimi olan Kızıl Şaman Koray'ın mücadelesini anlatan bu romanı
Seriyi sevenler mutlaka okumalı
anlatim tarzi turk edebiyati ve okurlarina cok ters ve karmasik.
bu kitap doksan sayfa olmasina ragemn uc-dort gunde ancak biter.
cunku anlamak icin sarf edilen caba, okunulan sayfadan daha cok zaman aliyor.
nihayetinde yazar ana fikri en son sayfada veriyor.
insan psikolojisinin cozumsuzlugunu sevenler icin birebir.
...Üç nokta…
Ya üç nokta… üç noktanın hikayesini hiç duydunuz mu? …
“Üç noktanın ima ettiğini, yeri gelir, bütün bir edebiyat açıklamaktan aciz kalır. Hiç bir harf ve hiçbir kelime üç noktanın ima ettiğini kucaklayamaz…
O bunu biliyordu, askere giderken eşiyle son kere yalnız kaldığında demişti ki: “Eve gönderdiğim her mektubun sonuna üç tane
O, bunu biliyordu. Askere giderken eşiyle son kere yalnız kaldığında demişti ki, “Eve gönderdiğim her mektubun sonuna üç tane nokta koyacağım; üç tane nokta… O üç nokta senin içindir, anladın değil mi?“
"Aşk; yerçekimini alt ettiğin bir düştür. Kâniatı yukarıdan seyrederken küçük ve anlamsız gibi görünen şeyler gözünde gittikçe büyüyorsa, o artık düş değil, düşüştür.
2. Kitap için yeterince bekledik ama sürekli bahaneler üretip duruyor yazar. Bu güzel kitabın devamının yazılması bu kadar uzun sürmemeliydi. BU kitaptan sonra adamın serisini yazacağı kitapları okumaz oldum. Neme lazım bir 7 - 8 yıl daha beklemek sinir bozucu olabilir.