Herkesin Bir umudu vardır,
Bir savaşı,
Bir kaybedişi,
Bir acısı,
Bir yalnızlığı,
Bir hüznü…
Çünkü; herkesin bir gideni vardır.
İçinden bir türlü uğurlayamadığı...
Arif Kılıç 'a armağan ediyorum.
Ümit Yaşar Oğuzcan şiir tarihimizde önemli bir yer edinen şairlerden biri. Bu kitabındaki şiirler günlük yaşantısından ve kendi şahsından çok fazla derin izler taşıdığı için incelemeyi Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şiir kişiliği ve yazdıkları
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Bu sene hem nitelik bakımından iyi kitaplar okudum hem de farklı alanlardan beslendim. Benim için verimli bir seneydi. Bende iz bırakan kitapları hem bütün olarak burada kaydetmek hem de ilgili okurlar ile paylaşmak istedim. Eserleri beğeni sırasına göre değil okunma sırasına göre listeledim. Okuduğum zamanlarda verdiğim puanları da dikkate aldım
bir sabah uyandım, ustam ölmüş
“şakırt yağmur,
gözlerimin elifinden...”
“çığ oldu yuvarlanıyor özlem.”
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri hafiften ıslık çalıyor.
Ustanın yayına hazırladığı son kitabı, Derdeste'nin devamı niteliğindeki Ferdeste.
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni:
Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç'ten.
Vapur düdükleri ötmededir.
Etraf alacakaranlık,
Köprü açıktır henüz.
Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam...
Yolculuğum uzun sürmüş oldukça.
Gece demir köprülerden geçmiştir tren.
Dağ başında beş on haneli köyler,
Telgraf direkleri yollar
Ağıtçılık...
Kökeni Sümerlere dayanan bir gelenek. Ölenlerin, bilhassa genç ölenlerin ardından duyulan acıyı dile getirmenin en hüzünlü şekli.
Ölen kişinin gençliği, güzelliği, iyilikleri, sevdikleri, hevesleri, sevdaları ve geride bıraktıkları ilmik ilmik işlenir ağıtlara. Tefekkür ile yas ve keder, dizelere nakşedilir bir nevi..
İnsanlığın var
meltem şen tavsiyesiyle aldığım bir başlangıç kitabı Tomris Uyar için. İlk hikayeleri değil kendisinin, 80 sonrası değişmeye başlamış hikayeciliği , belki o açıdan ilk sayılabilir darbe sonrası bu kitap.
Tomris Uyar, ne yazık ki, eserlerinden çok , erkekleri - ya da kendisine ithaf edilen şiirlerle tanınan bir değer.
bugün 1k üyeliğimin yıldönümü 🎂🎂🎂 1 yıldır geçti aradan beklediğimden çok kitap okudum 😊 çok iyi insanlarla tanıştım 😇 tanışmayıp da paylaşımlarından faydalandığım güzel insanlar -paylaşımlarıyla- tanıdım 🙏🏾😇 herkese düşünceleriyle, paylaşımlarıyla ve yaşattıkları duygularla teşekkür ediyorum 🙏🙏🙏 ben de bir şeyler kattıysam şu gelip geçen dünyada
CAHİT SITKI
Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir.
NAZIM HİKMET
Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not alıyormuş. Tüm dünyanın
Gözde
Turgut Uyar'dan okuduğum ilk eser. İlk olarak ''Göğe Bakma Durağı''nı seçme nedenim, bu platformda kitapla çok fazla karşılaşmamdı.
Şiir okumaya yeni başladım. Bu nedenle bu incelemeyi yazarken dahi kendimi yetersiz hissediyorum. Belki de, şairin ilk olarak bu kitabını okumakla hata yaptım çünkü kitabın içindeki
Kudret Ayşe Yılmaz'dan sözün saydam gölgesinde başlığı altında yine harika tadı damakta kalan bir yazıyla giriş yaptık bu ay.
"İnsanoğlu sadece işitmeye layık olduğunu söyler. Söz; sahibinin asıl kimliği, saf tasviri, net manzarası." İşte bu kadar net.
Katı yalnızlıkları da bir söz eritecek; gönül ırmaklarını da söz kurutacak..
"Bitmeyen nedir dersen tesirdir sade.."
Bu sayıda Emin Gürdamur'da kalbimi fethetmeyi başardı: Öykücünün Üç Ahlak Yasası yazısıyla.
Hayata bir hikaye avlama gözüyle bakan yeni yazarlarımıza güzel bir uyarı, nahif bir resim olmuş bu yazı. İnsanın adım attığı her anından onda bir iz kalır, yazar bunları okuyup aktarmada yeterince güçlüdür.. başkalarının acısına hikaye gözüyle bakmaktan da Allah'a sığınırlar.
Üç tavsiye köşesinde Ali Ural'a denk gelmek sürpriz oldu doğrusu. Bir hatıra; bir dizi, bir kitap tavsiyesi oluyor bizlere.
Ben kitabı iliştireyim sadece şuracığa:
Hümeyra Yabar - Bir Kulübe
"Onu okumak sükûnetin içinde kalp atışlarınızı duymaktır." diyor onun için.
Okumak için sabırsızlanıyorum.
Elif Ezgi Bektaş Hurdalık yazısıyla çok manidar, derin anlamıyla insanı içine çeken bir bölüm ortaya çıkarmış.
"..eskimek, onların dilinde ölümle eş anlamlı." derken insanın dahi eskiyebileceği bir noktaya kadar getiriyor bizleri. İnsan nasıl mı eskir? Üstünde düşünmeyi size bırakıyorum. Bende düşünüyorum zira..
Sultan I.Murat, Kâtip Çelebi, Turgut Uyar, Shakespeare, Ahmet Haşim... değişik isimlerden izler görmek çok güzel oluyor. Kısa bir dokunuş ama derin bir temas bırakıyorlar.
Sevdiğim bir sayı oldu velhasıl..