On yedinci yüzyılda bütün Fransız aydınları saray etrafında toplanmış, ‘Akademi’ kurulmuş, dil ayıklanmış ve strüktür bakımından, zamanımıza kadar, büyük bir değişiklik geçirmeden devam eden Fransızca billurlaşmıştır. Lise tahsili gören her Fransız Moliére'i, Corneille'i aşağı yukarı anlar. Yeni harflerin kabulüne kadar her idadi mezunu Türk de Fuzuli'yi, Baki'yi, Naima'yı rahat anlardı. Kaldı ki şiirin her edebiyatta kendine has bir dili vardır. Valéry'yi, Mallarmé'yi, kaç bahtiyar anlar? Hangi Fransız aydını bir "Légende des Siècles"i lügat karıştırmadan, bütün kelimeleri, bütün imajlarıyla kavrayabilir? Bu bir kuşak meselesi değil, bir kültür meselesidir.
Sayfa 70 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Bütün Kur'an'ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslâm. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın! Avrupa, maddeciliğine rağmen Hıristiyandır; sağcısıyla, solcusuyla Hıristiyan. Hıristiyan için tek düşman biziz: Haçlı ordularını bozgundan bozguna uğratan korkunç ve esrarlı kuvvet. Genç cüce, müselsel zilletler sonunda ihtiyar devin zaaflarını keşfeder; ahde vefa, civanmertlik, merhamet... Aşağıdan alır, hulüs çakar, yaltaklanır ve... nihayet alteder devi. Cenk meydanlarında değil, yatak odalarında kazanılan bir zafer. Zavallı Türk aydını... Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. Dev papağanlaşır...
Reklam
İhtilâl mi, ihtilâl-i şuur mu?
"Türk aydını her mevsim bir başka meçhulûn sevdalısı. Geçen asrın ortalarında ıslahatçıdır, sonra ihtilâlci olur, sonra inkılâpçı. Ve tarih, 27 Mayıs' tan bu yana yeni bir kahramanın zaferine alkış tutar: Devrimci. Artık iki hücreli bir mahpesteyiz; hücrenin biri devrimcilerin, öteki gericilerin."
Bu Firar Bir Kabil* Kompleksi
Her dudakta aynı rezil şikâyet: yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lağım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını "yaşanmaz"laştıranlardır. Türk aydını, Kitâb-ı Mukaddes'in Serseri Yahudisi*... Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.
Sayfa 95 - İletişim Yayınları
Bu Firar Bir Kabil kompleksi
Her dudakta aynı rezil şikâyet: Yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını “yaşanmaz”laştıranlardır. Türk aydını, Kitâb-ı Mukaddes'in Serseri Yahudisi... Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.
Sayfa 97
Cemil Meriç, Bu Ülke
Her dudakta aynı rezil şikâyet: Yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makina uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını "yaşanmaz"laştıranlardır. Türk aydını, Kitab-ı Mukaddes'in Serseri Yahudisi, Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.
Reklam
Kimi başında taçla doğar, kimi elinde kılıçla.. Ben kalemle doğmuşum. Insanlar kıyıcıydılar, kitaplara kaçtım. Kelimelerle munisleştirmek istedim düşman bir dünyayı. Şiirle başladım edebiyata, cıvıldıyan bir kuş kadar rahattım yazarken, kulaklarımda bir ses uğulduyordu, etrafımdakilerin duymadığı bir ses. Ve defterler kendiliğinden doluyordu.
Sayfa 283 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Her dudakta aynı rezil şikâyet: Yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lağım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikâyetçi, Insanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını "yaşanmaz"laştıranlardır. Türk aydını, Kitâb-ı Mukaddes'in Serseri Yahudisi*... Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi. *Serseri Yahudi: Bir ayakkabı tamircisi (Yahudi) sandallarını tamir ettirmek isteyen Hz. Isa'yı tanımaz ve kovar. Tanrı'nın gazabına uğrayarak kıyamete kadar dolaşmağa mahküm edilir. Bu garip Yahudi bir felaket taşıyıcısıdır. Uğradığı her ülkede veba çıkar. Fransız romancıs Eugène Sue Serseri Yahudi isimli romanında bu korkunç Yahudiyi sahneye çıkarmış, masalla gerçeği kaynaştırarak hikâyesinde daha esrarlı, daha cazip bir hüviyet kazandırmıştır.
Türk aydını her mevsim bir başka meçhulün sevdalısı. Geçen asrın ortalarında ıslahatçıdır, sonra ihtilâlci olur, sonra inkılâpçı. Ve tarih, 27 Mayıs'tan bu yana yeni kahramanlarının zaferine alkış tutar: Devrimci. Artık iki hücreli bir mahpesteyiz; hücrenin biri devrimcilerin, öteki gericilerin.
Sayfa 111 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Bu Firar Bir Kabil kompleksi
Her dudakta aynı rezil şikâyet: yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lağım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikayetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını "yaşanmaz"laştıranlardır. Türk aydını, Kitâb-ı Mukaddes'in Serseri Yahudisi... Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.
Reklam
Her dudakta aynı rezil sikâyet: Yașanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından șikâyetçi. Însanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını "yaşanmaz"laştıranlardır. Tûrk aydını, Kitâb-1 Mukaddes'in Serseri Yahudisi Hangi Tûrk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.
287 syf.
8/10 puan verdi
Bu eseri tek kelimeyle özetlememiz gerekirse "haykırış" kelimesi en uygun tercih olacaktır. Koca bir sosyoloji tarihi, Batı'nın ideolojileri ve bu ideolojilerin ülkemizdeki yansımalarını 300 sayfalık bir kitapta inceleyerek Türk aydını eleştirisi yapmaya kalkışmak için Cemil Meriç olmak, onun gibi ülkenin hal-i pürmelalini görüp
Mağaradakiler
MağaradakilerCemil Meriç · İletişim Yayıncılık · 20032,946 okunma
Her dudakta aynı rezil şikâyet: yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye’nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını “yaşanmaz”laştıranlardır. Türk aydını, Kitâb-ı Mukaddes’in Serseri Yahudisi*... Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.
Bu Ülke'den Alıntılar - 11
Her dudakta aynı rezil şikâyet: yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını “yaşanmaz”laştıranlardır. Türk aydını, Kitâb-ı Mukaddes'in Serseri Yahudisi... Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.
Bu Firar Bir Kabil kompleksi
Her dudakta aynı rezil şikâyet: yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye’nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını “yaşanmaz”laştıranlardır. Türk aydını, Kitâb-ı Mukaddes’in Serseri Yahudisi*... Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.  
313 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.