Kemalizm, 1950'lerde gelişen azgelişmiş ülke milliyetçiliğinin 1930'larda ortaya çıkmış ilk örneği, hatta prototipidir. Azgelişmiş ülke milliyetçiliğinde milliyetçilik ile Batıcılık özdeştir.
Tarih, Türkiye 'yi dünyanın en stratejik ve oldum olası en çok göz dikilen coğrafyasına yerleştirerek ona son derece cömert davranmış ve aynı cömertlikle sınamıştır..
Sistem, iletişim devrimi sayesinde olağanüstü yoğun bir ideolojik şartlandırma gerçekleştirerek kitlelere direkt olarak kapitalist tüketim kalıpları aşılamaktadır.
İnsan hakları terminolojisi açısından; “negatif hak” kavramı devletin karışmamasını ifade eder. “Pozitif hak” kavramı ise, bu hakların gerçekleştirilmesi için devletin müdahele etmesi gerektiğini ifade eder.